| Evet ama dün neredeyse bir çocuğu öldüren tek sen varsın. | Open Subtitles | نعم , لكن أنت الوحيد الذي كاد أن يقتل طفل البارحة |
| Bunu anlamaya yetecek bilgeliği ve nezaketi olan bir tek sen varsın. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يتمتع بالحكمة والطيبة لفهم هذا |
| "Biz" diye bir şey yok, "sen" varsın. Mobilyada bardak izi bırakıyor diye babamı kovduğundan beri. Duygu sömürüsü yapma. | Open Subtitles | من الواضح أنه ليس هناك نحن , هناك أنت فقط لم تهتمي بنا قط منذ أن كنا أطفال |
| Şimdi sadece sen varsın. Ve sana nasıl bakacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | الآن لا يوجد سواكِ أنتِ، ولا أعرف كيف أنظر إليكِ. |
| Gördün mü, beni kollayacak sen varsın, senin kollayacağın ben varım. | Open Subtitles | أنا لدي أنت لكي ترعاني .. وأنت لديكَ انا كي ترعاه |
| - sen varsın. | Open Subtitles | أنت موجود فيه أنا موجود فيه بمشاهد عديدة |
| Saçma. Hala daha kurallara göre oynayan bir sen varsın, Midnite. Ve kendine İsviçre'yi örnek aldığın için, insanlar ölüyor. | Open Subtitles | انت الوحيد المتقيد بالقوانين و الناس تموت |
| Tanıdığım tüm erkekler arasında yıllardır aynı işi yapan bir sen varsın. | Open Subtitles | من بين كل الرجال الذين أعرفهم أنت الوحيد الذي حافظ على وظيفة ثابتة لسنوات عديدة. |
| Projede bir tek sen varsın - Sanırım bu seni ekip lideri yapıyor. | Open Subtitles | حسناً أنت الوحيد بالمشروع أظن أن ذلك يجعلك رئيس الفريق. تفضل. |
| Teşekkürler. Görünüşe göre bana şans tanımak isteyen bir tek sen varsın. | Open Subtitles | شكرا، أنت الوحيد الذي يبدو راغبا بإعطائني فرصة |
| Hem yaşlıyım, hem bu yaşta bebek doğurmam gerekiyor, hem de sen varsın. | Open Subtitles | أنا كبيرة فى العمر، و أحتاج للإنجاب فى هذا العمر و هناك أنت أيضاً. |
| Bir de sen varsın. Bir bebeğe ihtiyacım yok. | Open Subtitles | و هناك أنت أيضاً, لا أريد طفلاً, |
| Asıl söylemek istediğin şey, sen varsın ve o var. | Open Subtitles | ماتقوله حقًّا أن هناك أنت وهناك هو. |
| Son bir kaç gündür sadece sen varsın. | Open Subtitles | لاحظت إنه ليس هناك سواكِ بالأيام القليلة الماضية |
| Artık sen varsın. Bu gece ikimiz gidelim mi? | Open Subtitles | لدي أنت الآن ، لنشاهد فيلماً سوياً الليله |
| İnternetin her yerindesin, her kanalda sen varsın. | Open Subtitles | أنت موجود على كل الإنترنيت. و على كل القنوات. |
| Bu konu hakkında konuşabileceğim bir tek sen varsın. | Open Subtitles | انت الوحيد الذي اقدر ان اتحدث له بخصوص هذا الامر |
| Hayır ama sen varsın. "İnanılmaz Bay Acı." | Open Subtitles | لا , لا أفعل لكن لدي انت , سيد الألم المدهش |
| Bak, söyledim sana. Sana dedim. Bir tek sen varsın! | Open Subtitles | انتظري , لقد اخبرتكي أنتِ الوحيدة , الوحيدة |
| En azından şimdilik, yanımda sen varsın. | Open Subtitles | على الأقل، في هاتهِ اللحظة أنتِ لديّ. |
| sen varsın. Sen buradasın. | Open Subtitles | يوجد أنتِ ، أنتِ هنا ..... |
| Benim gibi duygusal özürlü bir narsist var, ve bir de sen varsın, şimdiye kadar, büyük ihtimalle, kendi sidiğiyle doldurmuş olduğu küvette yatan, duygusal özürlü bir narsist. | Open Subtitles | لديه أنا, شخص معاق عاطفياً و نرجسي و, و لديه أنت, شخص معاق عاطفياً و نرجسي... و الذي هو غارق في ماء الحوض و الذي غالباً ما يكون بولك. |
| sen varsın ya. | Open Subtitles | لديه أنتِ |
| Beni cezalandırmak için sen varsın. | Open Subtitles | حسنا، أنا لدي أنتِ لتبقيني متواضعا |
| Evet ama ben yalnız değilim artık, sen varsın. | Open Subtitles | صحيح، لكني لست وحيدة فأنت لدي الآن. |
| Korumasız değiller. sen varsın. | Open Subtitles | ليسوا دون حماية، فأنت لديهم |