"sen ve annen" - Translation from Turkish to Arabic

    • أنت وأمك
        
    • أنتِ و أمك
        
    • و أمك كنتما
        
    • أنت و والدتك
        
    • أنت وأمّكَ
        
    • انت وامك
        
    • انت ووالدتك
        
    Bizim ilişkimiz sen ve annen Silverhöjd'den ayrılmadan önce bitmişti. Open Subtitles أمرنا الصغير لقد انتهى قبل أن تغادري أنت وأمك سيلفرهود
    Bizim gibi pervasız insanlarla kan bağınız olduğu için sadece sen ve annen değil, tüm akrabalarımız cezalandırılacak. Open Subtitles فلن تُعاقب أنت وأمك ،فقط، بل أقرباؤنا أيضا لعلاقتهم بمثل هؤلاء الرجال القساة
    İnanması güç belki senin için yaptığım her şey sen ve annen içindi. Open Subtitles ‫أعرف أنه قد يكون ‫من الصعب عليك تصديق هذا ‫لكن كل ما فعلته ‫كان من أجلك أنت وأمك
    sen ve annen parktaydınız. Sizi izliyordu. Open Subtitles أنتِ و أمك كنتما في الحديقة و هو كان يراقبكما
    Bilmiyorum. sen ve annen her zaman aşırı alıngandınız. Open Subtitles لافكرة لدي, أنته و أمك كنتما دائماً شديدوا الحساسية
    sen ve annen... ona insan olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrettiniz. Open Subtitles أنت و والدتك أنتما علمتماه كيف يكون إنساناً
    sen ve annen, tüm sahip oldukların bunlar. Şimdi geliyor, benim de sahip olduklarım bunlardı. Open Subtitles انت وامك ، هذا كل ما لديك هيا ، هذا كل ما لدي
    Bu yüzden, sen ve annen, Carol önceliğim sizlersiniz. Open Subtitles وكذلك انت ووالدتك وكارول انتم اولوياتي الآن كل ما تحتاج اليه ، مهما كانت القرارات التي ترغب باتخاذها فلديك دعمي الكامل
    Bir kaç soruya cevap ver, böylece bir çok şey sen ve annen için daha kolay olacak. Open Subtitles أجب على بعض الأسألة وستصبح الأمور أكثر سهولة عليك أنت وأمك
    Dürüst olmak gerekirse sen ve annen hayatta olmamım tek nedeni. Open Subtitles وبصدق، السبب الوحيد لبقائي حيّاً هو أنت وأمك.
    sen ve annen hapse atılmalısınız." dediler. Ben asla Aboody'e bir şey söylemekten çekinmedim. TED أنت وأمك يجب أن توضعوا في السجن’". لم أكن في يوم أخشى أن أخبر عبودي بأي شيء.
    Yani, sen ve annen de düğünde bulunmalısınız. Open Subtitles أنت وأمك يجب ان تكونوا جزء من هذا
    sen ve annen sağlıklı görünüyorsunuz, ama o pek iyi görünmüyor. Open Subtitles أنت وأمك يبدو بصحة جيدة، ولكن... وقال انه يتطلع على ما يرام.
    sen ve annen aynı insan sayılırsınız. Open Subtitles أنت وأمك الشخص ذاته تماماً
    sen ve annen, bayan hodes'a büyük minnettarlık borçlusunuz. Open Subtitles أنت وأمك تدينان للسيدة (هودز) بالكثير من الشكر
    sen ve annen babamızı bizden aldınız. Open Subtitles أنت وأمك سلبتم والدنا منا
    sen ve annen, birlikte dünyaya karşı gibiydiniz. Open Subtitles لقد كنت أنت وأمك ضدّ العالم
    sen ve annen, kafayı yemiş psikopatlarsınız. Open Subtitles أنت وأمك مرضى نفسيين
    sen ve annen... Open Subtitles أنتِ و أمك...
    sen ve annen bunun hakkında hiç konuşmadınız mı? Open Subtitles لم تتحدثي أنت و والدتك بخصوصه أبداً؟
    Sadece sen ve annen olduğunu biliyorum. Open Subtitles اعلم انه انت وامك فحسب
    sen ve annen onun evinde mi yaşıyordunuz? Open Subtitles هل انت ووالدتك كنتم تعيشون بمنزله؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more