Tom, ayı olsun veya olmasın, belli ki senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | توم , بدب او بدون من الواضح انها معجبة بك |
Tanrım! senden hoşlanıyor. Eminim senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | ياإلهي إنها معجبة بك أنا أعرف أنها معجبة بك .. |
- Evet, annem senden hoşlanıyor. Taye Diggs'den daha yakışıklı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | امي معجبة بك هي تقول أنك أفضل من تي ديجز |
Ama bazen senden hoşlanıyor gibi davranan iyi çocuklar... belki de gerçekten senden hoşlanıyorlardır. | Open Subtitles | لكن أحياناً الشخص الجيد يتصرف وكأنه يحبك انه الفتى الجيد الذي يحبك |
Yapma tatlım. Bu herif senden hoşlanıyor. Bunu görmediğini söyleme. | Open Subtitles | بربّك عزيزتي ، هذا الرجل معجب بكِ جداً أقنعنيني أنكِ لم تلاحظي هذا |
senden hoşlanıyor, Çünkü ekstra kredi almayı bıraktı. | Open Subtitles | وانا اعلم انها معجبه بك , لانها توقت عن طلب رصيد إضافي |
Açıkça senden hoşlanıyor. Belki de, adam olup bu konuda bir şeyler yapmanı istiyordur. | Open Subtitles | من الواضح أنها معجبة بك ربما عليك أن تكون رجلاً وتفعل شيئاًَ |
Bence senden hoşlanıyor. Hep birlikte çıkalım derim. | Open Subtitles | أعتقد أنها معجبة بك علينا الخروج معاً جميعاً |
Bu biraz garip oldu. Çünkü ben kızdan hoşlanıyorum ve sanırım kız da senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | هذا يبدو غريبا لأني معجب بها بالفعل,00 ولكنني أظن أنها قد تكون معجبة بك |
Bayan Kahkaha, senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | الفتاة الضاحكة التي أعطتني تسريحة شعرها معجبة بك |
Hostese asılabilirsin. senden hoşlanıyor gibi duruyor. | Open Subtitles | يمكنك أن تذهب للمضيفة يبدو أنها معجبة بك |
Kız kıza konuşmanın sırlarını sana anlatamam ama kesinlikle şunu söyleyebilirim ki senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | إسمع، لا أستطيع إنتهاك القانون الخاص بحديث الفتيات لكني أجزم بأنها معجبة بك |
Hem güzel, hem senden hoşlanıyor hem de senin sorgulamak gibi bir hakkın yok. | Open Subtitles | أقصد , إنها لطيفة وهي معجبة بك وهذة ليست وظيفتك لتسأل لماذا |
İnanmıyorum. Sevimli birisin. Herkes senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | لا يمكنني تخيل هذا فأنت جذاب والجميع يحبك كثيراً |
senden hoşlanıyor. Evet. Onu yolda bulduk. | Open Subtitles | انه يحبك نعم لقد وجدناه عند الشاطىء |
Kesinlikle senin hakkında konuşuyordu. senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | بالتأكيد كان يتكلم عنكِ إنه معجب بكِ |
Sen ondan hoşlanıyorsun, o senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | لكنك معجب بتلك الفتاة، و هي تبدو معجبه بك... ما الذي تريده أكثر من ذلك؟ |
senden hoşlanıyor, Buddy. Neden ona sormuyorsun? | Open Subtitles | إنها تحبك بودي, لماذا لا تسألها؟ |
Her neyse, bence Angel senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | إمّا هذا أو ذاك، أعتقد أن الملاك معجب بك |
Bize yakın olmak için odasını değiştirmiştir, Çünkü senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | لقد بدّل غرفته لتكون الى جانب غرفتنا لأنكِ تعجبينه |
- senden hoşlanıyor olmalı. - Sanırım öyle. | Open Subtitles | يجب انها تحبك نعم , جيد , أعتقد |
senden hoşlanıyor çünkü. | Open Subtitles | أجل، إنّه لطيف لأنّه معجبٌ بكِ. |
Bob senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | بوب يَحْبُّك حقاً. |
O da senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | إنّها تستلطفك أيضاً. |
O senden hoşlanıyor, anlayabiliyorum. | Open Subtitles | لأنها تحب لك ، استطيع ان اقول . |
Sanırım senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | أعتقد بأنّها تحبّك |
Hoşlanıyorsun, o da senden hoşlanıyor, ikiniz de rızası alınmış yetişkinsiniz. | Open Subtitles | حسناً , هي تعجبك , و أنت تعجبها و أنتما بالغان |