| Bu senden hoşlandığını anlamanın yoludur. | Open Subtitles | أنها الطريقة التي تجعلك تعرف إذا كانت معجبة بك. |
| Amy'nin senden hoşlandığını duyduğunda suratındaki ifadeyi görmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب ان تري نظرتك عندما علمت انها معجبة بك |
| - senden hoşlandığını hissedebiliyorum. | Open Subtitles | رجل، أستطيع أن أرى أنها معجبة بك |
| Başçavuş... onun senden hoşlandığını söyledi. | Open Subtitles | نائب الرقيب يقول أن هانا معجب بك |
| - Philip'in etrafında olmasından hoşlanıyordun çünkü senden hoşlandığını düşünüyordun. | Open Subtitles | - أنتي فقط أحببتي - أن تجعلي فيليب حواليك لأنك ظننتي أنه معجب بك |
| Onun senden hoşlandığını söyledi. | Open Subtitles | يقول أن هانا معجب بك |
| Bak, buraya geldim, çünkü Ned'in senden hoşlandığını biliyorum ve yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | انظري ... أتيت هنا لأنني أعلم بأن نيد معجب بكِ وأنا أرغب في المساعدة |
| Neyse, senden hoşlandığını söyledi. | Open Subtitles | على اى حال لقد اخبرتنى انها معجبة بك |
| Dostum Megan'ın senden hoşlandığını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هيا ,أنت تعرف أن "ميغان" معجبة بك أليس كذلك؟ |
| Bu doğru olmazdı çünkü Rani'nin senden hoşlandığını biliyorum. | Open Subtitles | إنه فقط سيكون غير مناسب لأنني أعرف أن "راني" معجبة بك |
| Geçen gece, senden hoşlandığını söyledi bana. | Open Subtitles | أخبرتني بالأمس أنها معجبة بك |
| Geçen gece, senden hoşlandığını söyledi bana. | Open Subtitles | أخبرتني بالأمس أنها معجبة بك |
| Sana senden hoşlandığını söyledi mi? | Open Subtitles | هل قالت لك بأنها معجبة بك ؟ |
| Leslie'nin neden senden hoşlandığını anlıyorum. | Open Subtitles | أرى لماذا هي معجبة بك |
| senden hoşlandığını biliyorum. | Open Subtitles | اعلم بأنها معجبة بك. |
| Zaten senden hoşlandığını biliyoruz. | Open Subtitles | حسنأً, اننا نعرف انه معجب بك |
| "Anlaştık" anlamında mı yoksa hâlâ senden hoşlandığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | (جيد ) يعني أننا انتهينا من هذا الأمر أم ( جيد ) أنك لا زلت تظن أنه معجب بك ؟ |
| "Anlaştık" anlamında mı yoksa hâlâ senden hoşlandığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | (جيد ) يعني أننا انتهينا من هذا الأمر أم ( جيد ) أنك لا زلت تظن أنه معجب بك ؟ |
| - senden hoşlandığını biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أنه معجب بك |
| senden hoşlandığını sanmıyorum. | Open Subtitles | ولكن اعتقد انه ليس معجب بك |
| Tanıştığınızda Flynn'in senden hoşlandığını böyle mi anladın? | Open Subtitles | أهكذا كيف عرفتِ أن (فلين) معجب بك -عندما إلتقيته أول مرة؟ |
| Ryan'la evlenmek için acele ediyorsun ama Baze senden hoşlandığını söylüyor ve çıldırıyorsun. | Open Subtitles | ، (أنتِ تتسرعين بالزواج من (رايان لكن في لحظة أن (بايز) قال بأنه معجب بكِ أنتِ خُفتي |