"senegal'" - Translation from Turkish to Arabic

    • السنغال
        
    • السّنغال
        
    Sorun şu ki, Senegal'de bir kadın ne zaman bir kliniğe gitse, bu enjeksiyon bitmiş oluyor. TED المشكله هي كل مرة تذهب فيها المراه للعياده في السنغال, الحقن يكون قد نفذ
    Ardından işte Senegal; Çad'dan daha yüksek bir sosyal ilerleme seviyesi var, ancak GSYİH seviyesi aynı. TED ثم هنا السنغال ـ لديها مستوى أعلى من التقدم الاجتماعي من تشاد، ولكن نفس مستوى الناتج الإجمالي المحلي
    Önce Senegal'e, sonra Fransa'ya, ardından Singapur'a gittik. TED ذهبنا الى السنغال ثم فرنسا ثم الى سنغافورة.
    Virüs yayıldığı ve patlak verdiğinde etkisi altına aldığı Senegal ve diğer ülkelerde durduruldu. TED تم إيقافه في السنغال حيث انتشر، و أيضاً في بلدان أخرى تعرضت، و انتشر فيها الفيروس.
    Bilimsel bir ilki görmek için Senegal'deyim bu keşfin, bizim kendi geçmişimizin anlayışı için çok derin sonuçları var, çünkü burada Afrika'da kendi ilkel maymun atalarımız belirdi. Open Subtitles أنا في السّنغال لرّؤية العلم أوّلاً. انه الاكتشاف الذي له آثار عميقة لفهمنا عن ماضينا،
    Senegal'de 120 çocuk-her sırada üç kişi- bir öğretmen ve tebeşir, klasik bir sınıf. TED في السنغال وجدنا ان غرفة الصف هناك تكون كالاتي: 120 طفل، ثلاث يجلسون على كل مقعد،استاذ واحد، والقليل من الطباشير.
    Size az önce birinin, bana bende iz bırakan sözler söylediğini söylemiştim çünkü aynı şeyleri Senegal'daki çalışanlarıma da anlatmıştım. TED قلت لكم اليوم أن شخص ما قال لي كلمات اثّرت فيني، لأنني شرحت الشيء نفسه لموظّفي في السنغال.
    İlk yemek kitabımı yazarken, araştırma için Senegal'in farklı bölgelerine seyahat ettim. TED عند كتابتي لأول كتاب طبخ، سافرت كثيرًا لمناطق مختلفة في السنغال لإجراء بحث.
    Fonio, günümüzde en sık Sahel bölgesinin batısında yetiştiriliyor. Bu alan Senegal'den Mali'ye, Burkina Faso, Togo ve Nijerya'ya uzanıyor. TED واليوم هي أكثر ما يزرع في الجزء الغربي لمنطقة الساحل، من السنغال إلى مالي، بوركينا فاسو، توجو ونيجيريا.
    Ancak maalesef Senegal'inen fakir yerlerinden. TED وللأسف، هي أحد أفقر مناطق السنغال أيضًا.
    bu 1982'de, biz Senegal'de çalışırken. TED كان هذا عام 1982، حينما كنا نعمل في السنغال.
    Steve Jobs bize birkaç dizüstü vermişti, biz Senegal'deydik. TED أعطانا ستيف جوبز بعض الحواسيب المحمولة، كنا في السنغال.
    Christian ve ortaklarımızın hastane yerlerinde tanı setleri vardı, Şubat ayının başlarında Nijerya'da, Sierra Leone'de ve Senegal'de. TED لقد شخّص كريستشن وشركاؤنا الحالات المصابة في مستشفياتنا في سيراليون، ونيجيريا، وفي السنغال في أوائل شهر فبراير.
    Afrika'da Bridget'in Senegal'deki bir yolu az önce haritalandırdığını görebilirsiniz. TED يمكنكم رؤية بريدجيت في أفريقيا الذي قام للتو تم تخطيط طريق في السنغال.
    Olumsuz ekonomik ortamdan ve ülkeme çok yakın olduğu için parayı Senegal'da değerlendirmek istemiyorum. TED أنا لا أريد استثمار المال في السنغال بسبب المناخ الاقتصادي الغير مرغوب فيه، و قربها من بلادي.
    Senegal'de devlet başkanının üçüncü dönemi çalmasını başarıyla önleyen devasa bir harekete öncülük etti. TED قاد حركة كبيرة في السنغال التي نجحت في منع الرئيس من الاستيلاء على الحكم لفترة ثالثة.
    -Asıl size sormalı, Senegal'e gideceksiniz sanıyordum. Open Subtitles .. يجب أن أسألك أنا ذلك إعتـقدت أنكِ كنت في السنغال ؟
    Babam, ben küçükken Senegal'den Brezilya'ya taşındı. Open Subtitles ابى انتقل من السنغال الى البرازيل عندما كنت صغيراً
    Proje Senegal'de başladı bile. Open Subtitles المشروع قد بدأ بالفعل في (السّنغال).

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more