seni durdurmak için ateş etmek zorunda kalırsam gerçekten sinirleneceğim. | Open Subtitles | أنت ،لو إضطررت إلى إطلاق النار عليك لإيقافك سأكون حقاً منزعجة |
Ve seni durdurmak için ellerinden geleni yapacaklardır. | Open Subtitles | ونتوقع أنهم سيقومون بكل شيء في استطاعتهم لإيقافك. |
Öyle görünüyor ki Berlin'den buraya kadar tüm o yolu seni durdurmak için gelmiş. | Open Subtitles | يبدو أنه جاء هذا الطريق الطويل من "برليــن" ليوقفك |
Geleceğe gittim. Gelecekteki halim, seni durdurmak için zaman kalıntıları yarattığını söyledi. | Open Subtitles | ذهبت للمستقبل، وأخبرني شخصي المستقبلي أنه صنع بقايا زمنية لردعك |
Haberin olsun, seni durdurmak için elimden geleni yapacağım! | Open Subtitles | عليّ تحذيركَ بأنّي سأفعل ما بوسعي لردعكَ |
Araştırdığın bir cinayet yüzünden seni durdurmak için öldürmeye çalışan birisi var. | Open Subtitles | شخص ما يحاول قتلك لمنعك من التحقيقي في جريمة |
Bu yüzden seni durdurmak için buraya mümkün olduğunca çabuk geldim ama ne yazık ki geç kalmıştım. | Open Subtitles | لذلك جئت إلى هنا بسرعة لأوقفك لكن للأسف , وصلت متأخراً |
seni durdurmak için daha çok çabalamalıydım. | Open Subtitles | كان ينبغي أن اعمل بجد لإيقافك في ذلك الوقت. |
Eğer ölmek istiyorsan benim veya bir başkasının seni durdurmak için yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | إن أردتِ أن تموتي فلا يمكنني ولا يمكن لأي أحد فعل أي شيء لإيقافك. |
Bundan böyle seni durdurmak için her şeyi yapacağız. | Open Subtitles | من الآن فصاعدًا سنقوم بكل ما في وسعنا لإيقافك. |
Buraya seni durdurmak için geldim çünkü polislerin veya başkalarının yapacağı yok. | Open Subtitles | أتيت لإيقافك لأن لا الشرطة,ولا أحد آخر سيفعل |
O geliyor, seni durdurmak için geliyor! | Open Subtitles | إنه قادم, اّت ليوقفك |
O geliyor, seni durdurmak için geliyor! | Open Subtitles | إنه قادم, اّت ليوقفك |
Geleceğe gittim. Gelecekteki halim, seni durdurmak için zaman kalıntıları yarattığını söyledi. | Open Subtitles | ذهبت للمستقبل، وأخبرني شخصي المستقبلي أنه صنع بقايا زمنية لردعك |
Oğluma karşı çıkarsan... seni durdurmak için gerekeni yaparım. | Open Subtitles | إذا اعترضت طريق ابني فسأفعل ما يلزم لردعك |
Kendini kaybetmeni izledim ve seni durdurmak için hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | ورأيتُكَ تجمح إلى شفى الهاوية، ولم أحرّك ساكناً لردعكَ. |
Linc, böyle hissediyorsan seni uyarıyorum, seni durdurmak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | إن كان هذا هو شعورك حقّاً يا (لينك) فعليّ تحذيركَ بأنّي سأفعل ما بوسعي لردعكَ |
Daha önce de dediğim gibi seni durdurmak için söyleyecek lafım yok, bu doğru. | Open Subtitles | قلت من قبل ... أنني لا أملك الحق لمنعك ، هذه حقيقة |
Lydia, seni durdurmak için elimden geleni yapmıştım. | Open Subtitles | (ليديا) قد فعلتُ كل ما بوسعي لمنعك |
Elbette kendi çabalarınla gidersen seni durdurmak için hiçbir şey yapmam. | Open Subtitles | بالطبع إذا كنت ستذهب لاتفاقيتك الخاصة لن أعمل شيء لأوقفك |
Elbette kendi çabalarınla gidersen seni durdurmak için hiçbir şey yapmam. | Open Subtitles | بالطبع إذا كنت ستذهب لاتفاقيتك الخاصة لن أعمل شيء لأوقفك |