İnsanlar her gece sırf seni görmek için bekleşiyorlar. | Open Subtitles | الناس ينتظرونك ليلة بعد آخري فقط لرؤيتك. |
Amatör bir sihirbazım. Sen benim idolümsün. seni görmek için gelmiştim. | Open Subtitles | أنا ساحر مبتدئ، أنت رمز بالنسبة لي، جِئت لرؤيتك. |
seni görmek için durmadan bu merdivenleri inip çıkıyor. | Open Subtitles | إنه ينزل ويصعد على الدرج بين فترة وأخرى لرؤيتك |
Zamanaşımı süresinin dolması ve seni görmek için 15 yıldır bekliyorum. | Open Subtitles | لقد إنتظرت هذه اللحظة 15 عاماً حتى إنتهت فترة الحظر لأراك |
seni görmek için durmadan bu merdivenleri inip çıkıyor. | Open Subtitles | إنه ينزل ويصعد على الدرج بين فترة وأخرى لرؤيتك |
seni görmek için şehrin öbür ucundan geldim. | Open Subtitles | لا إجابة على هذا. جئت على طول الطريق عبر المدينة لرؤيتك. |
Gelecek hafta o şeyde seni görmek için can atıyorum. | Open Subtitles | وانا اتطلع لرؤيتك الاسبوع القادم في ذلك الشييء |
seni görmek için sabırsızlanıyorum. Seni çok seviyorum. | Open Subtitles | ولا أستطيع الانتظار لرؤيتك وأحبك كثيرا جدا |
Ve Kertenkele senin için özlem dolu ve o yüzden bu uçağa bindi ve geliyor, sırf seni görmek için. | Open Subtitles | وأنا مشتاق لك جداً أيها الوغد ولقد ركبت هذه الطائره فقط لرؤيتك |
Durumunun ne olduğunu bilmiyorum ama arkadaşımın seni görmek için bir nedeni yok. | Open Subtitles | لا أعلم ماهي نوع الأعمال التي تفعلينها هنا لكن صديقي لايحتاج اي شيء لرؤيتك |
Tamda bir İngiliz gibi görünüyorsun! seni görmek için öyle hevesle bekledik ki. | Open Subtitles | انك تبدو كرجل انكليزي لقد كنا مولعون لرؤيتك |
Sahne makyajıyla seni görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع الإنتظار لرؤيتك هكذا، . سيكون جميل |
Sahne makyajıyla seni görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار لرؤيتك على المسرح سيكون الأمر رائعاً |
Anne seni bekliyor ve muhtemelen seni görmek için çok heyecanlanmıştır. | Open Subtitles | إنها تنتظرك بالمنزل ، لا بد أنها متحمسة لرؤيتك |
Ya sana buraya sırf seni görmek için gelmiş iki güzel kadının şu anda banyoda olduğunu söyleseydim? | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك ان لدي سيدتين جميلتين في الحمام وقد حضرتا فقط لرؤيتك وحسب ؟ |
Evet seni görmek için 1500 km yol yaptıktan sonra. | Open Subtitles | نعم ، بعد أن قطعت مسافة ألف ميل لأراك و أنت لم تكلفى نفسك حتى بمكالمتى بعد أن غادرت |
Aslında seni görmek için bir kaç kez kitabevine gittim. | Open Subtitles | في الحقيقة،ذهبت الى محل الكتب كثيراً لأراك |
Gelecek hafta seni görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الإنتظار على رؤيتك الاسبوع المقبل. |
seni görmek için uğradım, annen yemeğe kalmamı istedi. | Open Subtitles | لقد أتيت لكي أراك و أمك طلبت مني البقاء للعشاء |
seni görmek için geri geldim. | Open Subtitles | لقد عدت لأرى وجهكِ الصغير. |
seni görmek için yeterince uzun süre beklemedi mi? | Open Subtitles | ألا تظنين أنه انتظر طويلاً كفاية ليراك مجدداً ؟ |
Akşam seni görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | اسمع ,لا استطيع الانتظار حتى اراك الليله |
Bir gün uyandım ve seni görmek için sabırsızlandım. | Open Subtitles | هو إنه لا يمكنني الإحتمال كل يوم حتى أراكِ |
- Gene de seni görmek için kaçıyordu, değil mi? | Open Subtitles | لكنها كانت تتسلل لتراك ؟ صحيح |
Onca yolu seni görmek için geldi. | Open Subtitles | لقد قطع طريقاً طويلاً لكي يراكِ |
Maria, seni görmek için çok uzun yoldan geldim. | Open Subtitles | ماريا", لقد قطعتُ طريقاً طويلاً لكي أراكِ" |
Daha erken bir tane yakaladım. seni görmek için daha fazla bekleyemedim. | Open Subtitles | ركبت في واحدة أخرى لم أستطع الانتظار لأراكِ |
seni görmek için para ödemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | شيء لطيف ، عليّ أن أدفع الرسوم كي أراك |