seni ziyaret etmek için salondaki halıyı satıp, para topladık. | Open Subtitles | نحـن وفـرّنا المال لزيارتك ببيع سـجادة غرفـة المعيشــة |
Gelip seni ziyaret etmek için izin istiyor. | Open Subtitles | ماذا يقول ؟ ، إنه يطلب أن يأتي لزيارتك . لقد ترك عنوانه |
En azından yeni yerine gelip seni ziyaret edebilir miyim belki duvarlarını mavinin biraz uygun olmayan rengine boyarım? | Open Subtitles | حسناً, أيمكننى على الأقل ان أتى لزيارتك فى منزلك الجديد و ربما نطلى المنزل باللون الأزرق الغير مناسب |
seni ziyaret etmek istediğimde o berbat bodruma mı geleceğim? Sonsuza kadar değil. | Open Subtitles | وعندما أزورك سيكون عليّ أن أكون في البادروم القبيح |
Ama bunu, aldığım kararı kabul edemeyeceksen, o zaman seni ziyaret etmem. | Open Subtitles | لكن إذا كنت لا تستطيعين تقبل هذا القرار الذي إتخذته إذن أنا لن أزورك |
seni ziyaret etmesine ne dersin? | Open Subtitles | ــ لماذا لا يمكنها أن تأتي هي لزيارتكِ ؟ |
Bu seni ziyaret etmeyeceğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني بأني لا أستطيع زيارتك |
Tek bir şartla cehenneme giderim O da seni ziyaret etmek için. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي سيجعلني حتى أفكر بالذهاب إلى الجحيم هو لزيارتك. |
Yani okula seni ziyaret etmek için geliyor ve sen arkanı döndüğün an senin yatakhanene adam mı atıyor? | Open Subtitles | إذن هي تأتي لزيارتك في المدرسة وفي اللحظة التي تغفل فيها عنها تحضر رجال لغرفة معيشتك؟ |
Gelip seni ziyaret edebilirim. Uygun saatlerde, üst koridorda. | Open Subtitles | يمكنني القدوم لزيارتك في ردهة الطابق العلوي |
Çocuk kütüphanesinde kamu hizmeti yaparken seni ziyaret arkadaşların mı var? | Open Subtitles | لديك أصدقاء يأتون لزيارتك أثناء عملُك من أجل خدمة المجتمع في مكتبة الأطفال؟ |
Biri seni ziyaret eden kimse olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | أحدهم أخبرني بأنه . لم يأتي أحد لزيارتك على الإطلاق |
Buna pek söz veremem çünkü... seni ziyaret edebileceğimi söyledin. | Open Subtitles | حسنا، لا أستطيع أن أعدك بالكثير من الهدوء لأنكِ قلت أن بإمكاني القدوم لزيارتك. |
Ne zaman seni ziyaret etme planları yapsam son dakika iptal ediyorsun. | Open Subtitles | عندما اخطط لزيارتك انت تلغي ذلك في الدقيقة الاخيرة |
Hapishanede seni ziyaret ederkenki resmim her gazete çıkacak! | Open Subtitles | إسمي سينشر بكل صحيفه و مدونه حين أزورك بالسجن |
Sen oradayken, ...annemden gelip seni ziyaret etmek için izin istedim. | Open Subtitles | عندما كنتي هناااك.. سألت امي ان أزورك لأرااك .. وقالت لي لا .. |
seni ziyaret ederek, savunarak, bana yaptığın her şey için suçluluk duyarak aylarımı harcadım. | Open Subtitles | لقد قضيت شهرا أزورك و أدافع عنكي و أنا أشعر بالذنب لكل شئ فعلتيه لي |
seni ziyaret etmeye Los Angeles'a ne zaman geleceğim? | Open Subtitles | إذاً , متى سآتي لزيارتكِ في "لوس أنجليس" ؟ |
Adamın biri yakın zamanda seni ziyaret edebilir... ..Denver'dan bir dedektif. | Open Subtitles | .. سيأتي رجلاً لزيارتكِ قريباً . "محقق من "دنفر |
Bu seni ziyaret edemeyeceğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني بأني لا أستطيع زيارتك |
Beverly Hills civarlarında bir sokakta takıl böylece seni ziyaret edebilirim. | Open Subtitles | حاول أن تجد شارعا في (بيفرلي هيلز) حتّى أستطيع زيارتك. |