Gemide senin dışında herkesi tanıyorum. Senin hakkında ise birşey bilmiyorum. | Open Subtitles | أعرف كل شخص على متن القارب ، عداك لا أعرف عنك أي شيئ |
Bu noktada kaybedecek bir şeyim olmadığını anladım...senin dışında. | Open Subtitles | الرقم الأول في هذه المرحلة لقد حصلت شيئا ليخسره، إلا أنت. |
Onların, senin dışında gitmeyi düşündüğüm yolu bilen başka biri yok. | Open Subtitles | من هؤلاء لا يوجد أحد سواك يعرف المسار الذي خططت لاتخاذه |
Bunu senin dışında kimseyle konuşmaya hazır değilim. | Open Subtitles | لست مستعدة أن أتناقش مع أي شخص عن هذا ماعداك |
Hayatım boyunca senin dışında hiç kimseyle başarılı bir ilişkim olmadı. | Open Subtitles | لماذا لا؟ حسنا، لم يكن لدي علاقة ناجحة مع أي شخص في حياتي إلا لك. |
Biraz senin dışında başka bir şeyden konuşabilir miyiz ne bileyim beşinci sıra gibi mesela? | Open Subtitles | هلا تحدّثنا عن شيءٍ آخر سواكِ ولو للحظة؟ مثلاً، عن السطر الخامس؟ |
senin dışında herkese karşı iyi biriyim. Bunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا رجل صالح مع الجميع عدا أنتِ أنا أعرف هذا |
senin dışında herkesin şevk programına katıldığını fark ettim. | Open Subtitles | لقد علمت بأن الجميع سجل في برنامج الحوافز ماعدا أنت |
Fakat ben yaşadığım sürece, bunu senin dışında kimse bilmeyecek. | Open Subtitles | نعم، لكن ما عداك لا أحد يعرف بأنني موجود |
sadece senin dışında benim için kimsenin olmadığını hatırla. | Open Subtitles | تذكرى فقط أنه لا يوجد شخص يمثل لى شيئا عداك |
Hemen yere otur dedim! senin dışında herkes sandalyeye oturacak. | Open Subtitles | اجلس على الأرض الأن , على الجميع الجلوس على الأرض فيما عداك |
Ne de senin dışında erkek diyebileceğim birini gördüm, iyi dost. | Open Subtitles | ما يمكنني أن أدعوه رجلاً إلا أنت يا صديقي العزيز |
senin dışında hepimiz ölsek ve yiyecek başka bir şey kalmasa... | Open Subtitles | الجميع قد مات إلا أنت ليس هناك مصدر آخر للطعام |
O öleli çok oldu. senin dışında da kimse aramadı. | Open Subtitles | ماتت منذ زمن طويل ولا أحد يأبه لها إلا أنت . |
Kimle içtiğimi boş ver senin dışında, onlardan biriyle yatmam. | Open Subtitles | مهما كان من أشرب معه، لن أنام مع رجل سواك. |
senin dışında biri bana ihtiyaç duyarsa, gemide olacağım. | Open Subtitles | إن احتاج إليّ شخص سواك سأكون داخل السفينة. |
İstediğin kadar kaşar olduğumu düşünsen de senin dışında kimseyle yatmadım, yani çocuk senin. | Open Subtitles | وبقدر ما أنا مومس في نظرك، لم أعاشر أحداً سواك إنه منك |
senin dışında, dostum, herkes kayan yıldızlara bakmağa gitti, seni çapraz bulmacan ve anılarınla başbaşa bıraktılar. | Open Subtitles | ثم ذهب الجميع لرؤية النجوم الذيلية ماعداك انت يا صديقى تركوك مع ذكرياتك وكلماتك المتقاطعة |
senin dışında bir şey görmüyorum. | Open Subtitles | أنا لا أرى أي شيء إلا لك. |
Neden senin dışında herkes bunu biliyor? | Open Subtitles | ذلك يراى البلدة هذه في من كل لماذا أنتِ؟ سواكِ |
senin dışında herkese karşı iyi biriyim. Bunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا رجل صالح مع الجميع عدا أنتِ أنا أعرف هذا |
Hepsini etkileyebilir. Tabi senin dışında. | Open Subtitles | -في أحد حانتهم , كلهم ماعدا أنت |
senin dışında da üstesinden gelmem gereken birçok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الجبال التى علي أن أتغلب عليها غيركِ |
senin dışında. | Open Subtitles | بإستثنائك أنت. |
Artık 80'li yıllarda değiliz günümüzde işsiz kalan yok, tabii senin dışında. | Open Subtitles | إنها ليست الثمانينات لا يوجد أحد عاطل عن العمل هذه الأيام باستثنائك أنتِ |
Şu an olanları senin dışında kimseyle konuşabilecek durumda değilim. | Open Subtitles | لايمكنني تحمل التحدث بشأن هذا مع أي شخص ماعدا انت حسنا؟ |
Sana senin dışında herkesi rahatsız edeceğimi söylediğimde onlardan biri Kim Tan'dı. | Open Subtitles | قلت أنى سأضايقك الجميع فيما عداكِ و من ضمنهم كيم تان |
Şimdi hepimiz bir bok üzerine kurulduk çünkü senin dışında yaptığın şeyden dolayı kimse mutlu olmadı. | Open Subtitles | حسناً ,كل ما بُنينا عليه الأن هراء لأنه لا أحد سعيد حول الذي فعلته ما عدا أنت |
senin dışında işareti bilen tek kişi | Open Subtitles | بإستثناءك الشخص الوحيد الذي رأى العلامه |