Cinayet silahında senin DNA'n çıktı ama silahı senin arabanda bulduk. | Open Subtitles | نحنُ حصلنا على حمضك النووي على سلاح القتل لكن المسدس وجد داخل سيارتك |
Nicole'ü biliyoruz. Cesetten aldığımız numunelerde senin DNA'n da çıktı. | Open Subtitles | وجدنا حمضك النووي على دليل استخرجناه من الجثة |
Tecavüz kitinde senin DNA'n bulunacak, değil mi? | Open Subtitles | سيكون حمضك النووي على عدّة الإغتصاب، أليس كذلك؟ |
Kamyonunda hidroflorik asit bulduk bir hedef listesinde senin el yazın var ve olay mahallinde senin DNA'n bulunuyor. | Open Subtitles | وجدناحمضالهيدروفلوريكفيشاحنتك، خطّكتابتكعلىقائمةقتل، و حمضك النووي في مسرح الجريمة. |
senin DNA'n, Cindy'nin içinde bulduğumuz meniyi tutuyor. | Open Subtitles | حمضك النووي " يطابق السائل المنوي الذي وجد بداخل " سيندي |
Kesin üzerinde senin DNA'n vardır. | Open Subtitles | و بالتأكيد يحمل حمضك النووي عليه |
-Üstünde senin DNA'n vardı. | Open Subtitles | حمضك النووي عليه |
Kurbanın üstünde senin DNA'n var. | Open Subtitles | لدينا حمضك النووي على الضحية. |
senin DNA'n, Blaire Watson'da o gece bulunan sperm örnekleriyle eşleşti. | Open Subtitles | وجدنا أن حمضك النووي مطابق لسائل نووي كان بداخل (بلير واطسون) في تلك الليلة |
Tabii Paul Wilkerman'ın tırnaklarının altındaki senin DNA'n mı, değil mi yakında öğreniriz. | Open Subtitles | إن كان حمضك النووي هو ما (تحت أظافر جثة (بول ويلكرمان |
senin DNA'n hakkında. | Open Subtitles | ! حمضك النووي يا مات |
- Ama senin DNA'n farklı. | Open Subtitles | -ولكن حمضك النووي مختلف |
senin DNA'n üzerinde. | Open Subtitles | حمضك النووي |