Dinle dostum, şu an Senin için bir şeyler yapabilirim. | Open Subtitles | أستمع, أستمع يا رجل , أستمع. يمكنني عمل شيء لك الأن. |
Senin için bir şeyler yapmalıydık, biliyorum. | Open Subtitles | اعلم انه كان ينبغي علينا فعل شيء لك |
Walker, hala Senin için bir şeyler yapabileceğimizi düşündüm. | Open Subtitles | (والكر)، يتضح لي أن.. لا يزال بإستطاعتنا.. فعل شيء لك |
Eğer söylersem, gerçekleşmez. Ama belki Senin için bir şeyler dileyebilirim. | Open Subtitles | حسناً، إذا قلتها فلن تصبح حقيقية لكن ربما يمكنني تمني شئ لكِ. |
Senin için bir şeyler ifade ettiğimi sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدت أنني أعني شئ لكِ |
Senin için bir şeyler yapabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني فعل شئ لكِ ؟ |
Sakın Senin için bir şeyler yapmadığımı söyleme. | Open Subtitles | لا تقولي اني لا افعل شيء لك |
Senin için bir şeyler ısıtırım. | Open Subtitles | هناك الكثير سأسخّن شيء لك |
Hiç de bile, soframız bereketli. Senin için bir şeyler ısıtırım. | Open Subtitles | لا، هناك الكثير سأسخّن شيء لك |
Keşke Senin için bir şeyler yapabilsem. | Open Subtitles | أتمنى لو أستطيعُ فعلَ شيء لك. |
Senin için bir şeyler getirdim, Ale. | Open Subtitles | معي شيء لك يا(ألي) |