| Senin için güzel bir çalışma günü müydü? | Open Subtitles | أكان يومٌ جيد بالنسبة لك في العمل ؟ |
| Senin için güzel. | Open Subtitles | امر جيد بالنسبة لك |
| Senin için güzel. | Open Subtitles | جيد بالنسبة لك. |
| Burada Senin için güzel bir kırmızı şarap var. | Open Subtitles | خذي , إنه الخمر الأحمر , إنه جيد لك |
| Portakal. Senin için güzel renk. | Open Subtitles | اللون البرتقالي جيد لك |
| Senin için güzel bir şey yapmak istediğini biliyorum. | Open Subtitles | حسنا, اعلم انها كانت تحاول عمل شيء لطيف لك |
| - Senin için güzel bir degisiklik olmus. | Open Subtitles | هذا تغيير جيد بالنسبة لك |
| Evet, Senin için güzel. | Open Subtitles | أجل ، حسناً ، هذا جيد لك |
| Senin için güzel olurdu sanırım. | Open Subtitles | أظن هذا خيار جيد لك الآن. |
| Gidecek ve kendini öldüreceksin Connor! Bugün Senin için güzel bir gün. | Open Subtitles | ستذهب، وتقتل نفسك، (كونر)! اليوم يوم جيد لك. |
| Senin için güzel. | Open Subtitles | حسناً,هذا جيد لك |
| Bugün Senin için güzel bir gün. | Open Subtitles | اليوم يوم جيد لك. |
| Bence başkalarının da Senin için güzel bir şey yapma vakti geldi. | Open Subtitles | أظن حان الوقت ليفعل أحد شيء لطيف لك |
| Kutlama yok. İçimden Senin için güzel bir şey yapmak geldi. | Open Subtitles | ،بدون مناسبة أردت فعل شيء لطيف لك فحسب |
| Maura Senin için güzel bir şeyler yapmak istiyor. | Open Subtitles | (مورا) تريد القيام بشيء لطيف لك |