| Ama bunu konuşmak yerine Senin vicdanın olmak zorundayım. | Open Subtitles | لكن بدلًا من ذلك عليّ أن أكون ضميرك الحقير |
| Eğer beni dışarı atarsan ve Asyalı bir hayat kadını olursam etkilenecek olan Senin vicdanın olacak. | Open Subtitles | وإذا طردتني ثم انتهى بي الحال أن أصبح عاهرة أسيوية، ذلك سيرهق ضميرك |
| Senin vicdanın olmaktan yoruldum. Senin vicdanın olmak hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | سئمت من كوني ضميرك لا أستمتع بذلك |
| Senin vicdanın benim kafamdan daha fazla kanar. | Open Subtitles | ضميرك ينزف بغزارة أكثر من رأسي |
| Senin vicdanın ne durumda, Wilhemina? | Open Subtitles | كيف حال ضميرك يا ويلمينا ؟ |
| O Senin vicdanın. | Open Subtitles | إنه على ضميرك أنت |
| Ben hiçbir zaman Senin vicdanın olmadım, Nicholas. | Open Subtitles | "لم أكن ضميرك , "نيكولاس |
| Ben Senin vicdanın olacağım. | Open Subtitles | سأكون ضميرك |
| - Senin vicdanın rahat olmalı. | Open Subtitles | ضميرك صافي |