! O kız, erkek gibi rol yapıp Seninle aynı odada yaşadı. Bunun mantıklı bir açıklaması var mı? | Open Subtitles | تظاهرت بانها ولد وعاشت معك في نفس الغرفة ، هل هذا منطقي ؟ |
Seninle aynı odada oturup seni öldürmek daha zormuş. | Open Subtitles | إنه أصعب لي أن أقتلك عندما أجلس معك في نفس الغرفة. |
Tamam, peki, babanla sorunların olduğu için üzgünüm fakat en azından baban Seninle aynı odada olabilir. | Open Subtitles | حسناً، أنا آسفة أن لديكِ مشاكل خاصة بوالدكِ ولكن علي الأقل يمكن لوالدكِ أن يتواجد معكِ في نفس الغرفة |
Seninle aynı odada olmamın tek nedeni yarın kusursuz olmana ihtiyacım olmasıdır. | Open Subtitles | أَنا وحيدُ في نفس الغرفةِ مَعك... لأن أَحتاجُك لِكي يَكُونَ لاعيب فيهَ غداً. |
Seninle aynı odada kalabilmemiz için, beni dinlemeyip o pisliği göle attığında ...aklından neler geçtiğini bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | قبل نحن يُمْكِنُ أَنْ نَبْقى حتى في نفس الغرفةِ مَعك... ... أَحتاجُلمعْرِفةالذيكَانَ مُرور برأيك... ... عندماأنتلَمْتُستمعْلي... |
Bayan Bryant'ın Seninle aynı odada olmasını istememiştim, ama ısrar etti. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أدع السيدة "براينت" تكون في نفس الغرفة معكِ، لكنها أصرت |
Seninle aynı odada kalmaya bile katlanamıyorum! | Open Subtitles | أنا أستطيع أن أكون في ! نفس الغرفة مثلك حتى |
- Seninle aynı odada duramam. Montum nerede? | Open Subtitles | لا يمكنني حتى التواجد معك في نفس الغرفة |
Seninle aynı odada durarak sana bir iyilik yapmış oluyorum." | Open Subtitles | "فقط بتواجدي في نفس الغرفة معك" |