Bu vizyonu kanıtlamak için Craig ve Ham ilk defa bilgisayarda DNA kodundan başlayarak sentetik bir hücre yaratma hedefi koydu. | TED | لإثبات هذه الرؤية، كريغ وهام وضعوا هدفاً لإنشاء ولأول مرة خلية صناعية بداية من شيفرة الحمض النووي على الحاسوب. |
Bu iki adama sentetik bir versiyonla bunu enjekte ettik. | Open Subtitles | لقد قمنا بحقن هذين الرجلين بمادة صناعية. |
Robot sentetik bir sesle konuştu, sizi antrenör ve hastalar örnek alınarak hazırlanan bir diyaloğa dahil etmek için. | TED | و تكلم الروبوت بصوت صناعي لتضمينك في حوار التدريب على غرار المدربين و المرضى و هكذا |
Bu, konserve yiyeceklerin iç kaplamasında bulunan sıkılaştırıcı ve sentetik bir madde olan östrojendir. bazı plastiklerde de bulunudr. | TED | إنه مادة صلبة وإستروجين صناعي يوجد في الأطعمة المعلبة وبعض المواد البلاستيكية. |
sentetik bir ormanın, gerçeğine göre önemli bir avantajı var: boyut. | TED | لدى الغابة الاصطناعية ميزة هامة عن الغابة الحقيقيّة من ناحية الحجم. |
sentetik bir orman gerçeği kadar güzel olmayabilir ama sadece Amazon'u değil, tüm insanları, sevdiğimiz, önemsediğimiz herkesi ve hem gelecek nesilleri hem de modern uygarlığı korumamızı da sağlayabilir. | TED | قد لا تكون الغابة الاصطناعية بجمال الطبيعيّة أبداً، ولكنّها قد تمكننا من الحفاظ ليس فقط على الأمازون، ولكن على كل الأشخاص الذين نحبهم ونقدرهم. إضافة إلى كل أجيالنا القادمة والحضارة الحديثة |
Craig Venter'a hep sormak istemişimdir: Bir insanın vücuduna sentetik bir kromozom yerleştirip istediğimiz zaman kendimizi yinelememiz mümkün olur mu diye. | TED | أردت أن أسأل كريغ فينتر إن كان من الممكن إدراج كروموسوم إصطناعي في إنسان بحيث يمكننا أن نستنسخ أنفسنا إن أردنا ذلك. |
- Üzerinde güreşilen sentetik bir minder. | Open Subtitles | سجّادة صناعية هشّة يتدرب عليها المصارع دون أن يتأذّى |
Baban sentetik bir modelini yarattı ve sana enjekte etti. | Open Subtitles | ربما قام والدك بطريقة ما بصنع نسخة صناعية منه وقد... |
Belki de baban sentetik bir versiyonunu sana enjekte etmiştir. | Open Subtitles | ربما صنع والدك نسخة صناعية منها وحقنك بها |
Sen sentetik bir kadınsın. | Open Subtitles | انتي مراءة صناعية. |
- Sende sentetik bir bacak var. | Open Subtitles | لديك ساق صناعية. |
Onda sentetik bir bacak var. | Open Subtitles | لديه ساق صناعية. |
Ancak bugünlerde, çoğu dış taban, doğal kauçuk, kömür ve yağdan elde edilen yan ürünlerin sentetik bir karışımı ile yapılıyor. | TED | ولكن اليوم، تُصنع معظم النعال الخارجية من مزيج صناعي من المطاط الطبيعي والمنتجات الثانوية من الفحم والزيوت. |
Ben sadece yapay bir varlığım. sentetik bir beden ve bir siber-beyine sahip bir varlık. | Open Subtitles | وأنا الآن مُجرّد مُنتج صناعي من دماغ آلي وجسد مُصنّع. |
Tetraklorodrine sentetik bir böcek ilacıdır. | Open Subtitles | التتراكلورودرين مبيد حشرات صناعي |
sentetik bir kabuk. | Open Subtitles | قذيفة الاصطناعية. |
sentetik bir nöroiletim güçlendiricisi. | Open Subtitles | إنه محسن عصبي إصطناعي. |
sentetik bir çantayı çıkarıyor- | Open Subtitles | إزالة كيس إصطناعي واحد... |