"serbest bıraktılar" - Translation from Turkish to Arabic

    • أطلقوا سراحي
        
    • أطلقوا سراح
        
    • حررونا
        
    • أخلوا سبيلي
        
    • اطلقوا سراحى
        
    • أطلقوا سراحه
        
    • وأطلقوا
        
    • قد اعطوني
        
    • أفرجوا عنه
        
    • اطلقوا سراح
        
    • تركوه يذهب
        
    Ama bir milyar insan öldürdüğümü söylediğimde beni serbest bıraktılar. Open Subtitles ولكنهم أطلقوا سراحي حين أخبرتهم أنني قتلت ألوفاً مؤلفة من البشر.
    Bir keresinde polis beni sorgu için alıp götürmüştü ancak daha sonra kimse için bir tehdit unsuru oluşturmadığım için serbest bıraktılar özellikle de kendime karşı tehdit içermediğim için. Open Subtitles أخذتني الشرطة ذات مرة للإستجواب ولكن أطلقوا سراحي عندما قرروا أني لا أشكّل تهديداً إلى أي أحد غير نفسي
    İlk rehineleri neden serbest bıraktılar sizce? Open Subtitles لماذا أطلقوا سراح بعض الرهائن؟
    - Bizi serbest bıraktılar. Open Subtitles - لقد حررونا
    Beni serbest bıraktılar. Open Subtitles لقد أخلوا سبيلي
    O andan sonra... iyileşmiş gibi yaptım... ve beni serbest bıraktılar. Open Subtitles ومن هذه اللحظة وأنا أتصرف كما لو كنت شفيت وهكذا اطلقوا سراحى
    İçlerinden birini sorgulayıp serbest bıraktılar ve onunla bize bir mesaj gönderdiler. Open Subtitles وقتها أستجوبوا واحد منهم ثم أطلقوا ...: سراحه باعثين معه برسالة مفادها
    Senetleri senin çalmanla bir alakam olmadığını görünce beni serbest bıraktılar. Open Subtitles أطلقوا سراحي بعد أن تأكدوا من أنه لا علاقة لي بسرقتك لسنداتهم.
    Beni ertesi gün serbest bıraktılar. Open Subtitles لقد أطلقوا سراحي في اليوم التالي
    Bu sabah serbest bıraktılar. Open Subtitles أطلقوا سراحي هذا الصباحِ.
    Birkaç saat önce Letty Navarro'yu serbest bıraktılar. - serbest bıraktılar çünkü Eli Weevil Navarro gelip suçunu itiraf etti. Open Subtitles أطلقوا سراح (ليتي نافارو) قبل ساعتين
    Roulet'yi serbest bıraktılar. Open Subtitles لقد أطلقوا سراح "روليت"
    Beni serbest bıraktılar. Open Subtitles لقد أخلوا سبيلي ببساطة
    Beni sarı bir pasaportla serbest bıraktılar. Open Subtitles ثم اطلقوا سراحى ومنحونى تصريح أصفر ما الذى يمكننى عمله بتصريح أصفر؟
    İki gün hapiste tuttular, sonra da serbest bıraktılar. Open Subtitles لقد وضعوه فى السجن ليومين ثم أطلقوا سراحه
    Tesisi kapattılar ve bazı kadınları serbest bıraktılar. Open Subtitles لقد أغلقوا المؤسسة وأطلقوا بعض النساء
    - Şey, beni serbest bıraktılar, tatil yapıyorum. Open Subtitles قد اعطوني هذه الإجازة
    - Son çıkan genel aftan sonra serbest bıraktılar. Open Subtitles . لقد أفرجوا عنه قبل شهور، في العفو الماضي
    Chloe, mahkûmları serbest bıraktılar mı? Open Subtitles (كلوى), هل اطلقوا سراح السجناء بعد؟
    Birşey saklamadığından emin olunca serbest bıraktılar. Open Subtitles عندما تأكدوا انه لا يعرف شيئاً تركوه يذهب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more