"sersemlemiş" - Translation from Turkish to Arabic

• بالدوار
• الدوار
• ذهول
• بالدُوار
• مذهول
• مترنّحة

Sana ilaç vermemiz gerekti. Sakinleşmen için. Kendini biraz sersemlemiş hissedebilirsin.
و قد أعطيناك بعض الأدوية لتهدئي ربما ستجعلك تشعرين بالدوار قليلا

Sözünü kesmek istemezdim ama duvarıma bir dart gibi fırlatılmış olduğumdan hala sersemlemiş durumdayım.
أكره مقاطعتك، لكني ما أزال أشعر بالدوار من ارتطامي بالحائط

Kendini sersemlemiş hissetmeden önce ne yapıyordun?
ما الذي كنت تفعله قبل ان يصيبك الدوار ؟

Biraz sersemlemiş gibi mi hissediyorsun?
أتشعر ببعض الدوار ؟

Evet ama bir gün önce de sersemlemiş ve kafası karışmış vaziyette dolandığını söylemiştim.
وقبل ذلك بيوم واحد , قلت لك انه كان يتجول , وهو في حالة ذهول وارتباك.

Biraz sersemlemiş hissediyorum.
شعرت بالدُوار قليلًا.

sersemlemiş, rezil edilmiş ve aşağılanmıştım.
مذهول ومتسخ ولدى شعور بالإذلال

Buyrun, ama biraz sersemlemiş durumda.
تفضّل، ولكنها مترنّحة قليلاً

Benim ufaklıkların aşağıda yaşadığı dövüşten dolayı yumruk yemiş ve sersemlemiş halde olmalarını istemedim.
لا اريد حيواناتى المنوية ان تشعر بالدوار بسبب كل هذا الضرب الذى تتلقاة فى الاسفل

On saniye içinde sersemlemiş olacağız 40 saniye sonra da bilincimizi kaybedeceğiz.
سنشعر بالدوار خلال 10 ثوانٍ، وسيُغشى علينا خلال 40 ثانية.

sersemlemiş, yaralı, normalden zayıf ve perişan haldeydi. Roosevelt ağaca bağlanmış bu hayvanı gördüğünde hayvanı vurmaya eli gitmedi.
وكانت مصابة بالدوار وجريحة، وكانت قد خسرت الكثير من الوزن، وتبدو جرباء بعد الشيئ وحين رأى روزفلت هذا الحيوان مربوطاً بشجرة لم يستطع أن يطلق النار عليه.

sersemlemiş gibiyim. Hava almam lâzım.
أشعر بالدوار أريد أن أستريح أرجوك

Uyandım ve kendimi yine sersemlemiş gibi hissettim.
لا أدري, إستيقظتُ وشعرتُ بالدوار مجدداً

Kendimi sadece biraz sersemlemiş hissediyorum.
أشعر بقليل من الدوار

-Biraz sersemlemiş.
-أشعر ببعض الدوار

Biraz sersemlemiş hissediyorum. Sebebini bilemiyorum.
شعرببعض الدوار لسبب ما غامض .

Onu yerde buldum ve sersemlemiş bir durumdaydı.
عثرت عليه منكبًّا على الأرض وفي حالة ذهول

Geçtiğimiz 1 yılı sersemlemiş şekilde geçirdim.
قضيت آخر سنة في حياتي في حالة ذهول

Direk içeri giriyoruz. sersemlemiş olacak.
سندخل بهدوء سوف يكون مذهول

Ben... sessizliğin içinde sersemlemiş durumdayım.
انا... مذهول في الصمت.

Dr. Hunt ilaçlar yüzünden hala sersemlemiş durumda olduğunu olanları açıklamaya çalıştığını söyledi ama Polly seni görmek istiyormuş.
إذن ، يقول الدكتور (هانت) أنّها ستظل مترنّحة و ضعيفة و تحاول أن تقوم بكل شيء لكنّها تريد أن تراك