"servetini" - Translation from Turkish to Arabic

    • ثروته
        
    • ثروة
        
    • ثروتك
        
    • ثروتها
        
    • الثروة
        
    • بثرواتها
        
    • بثروة
        
    • ممتلكاته
        
    • ماله
        
    • ثروات
        
    • جنى
        
    Ayrıca Deeds servetini bağışladığında kendisine ait olmayan bir şeyi de verdi. Open Subtitles وأيضا عندما تخلى ديدز عن ثروته فقد تخلى عن شيئا لا يملكه
    Hürmet gösterdiği bir yeğeni var. servetini ona bıraktığı farz ediliyoruz. Open Subtitles و الذي من المفترض أنه ترك له ثروته الهائلة
    servetini ona bıraktığı farz ediliyoruz. Open Subtitles و الذي من المفترض أنه ترك له ثروته الهائلة
    O kütüphanenin başında iken, annenin bütün aile servetini çekler yazarak, hisse senetleri ve yatırımlarını devrederek TED لا يوجد شيء مثل الجلوس في تلك المكتبة وظهور عائلة هناك لتقول إن أمي وهبت كل ثروة العائلة.
    Amerika'ya sonsuz servetini ve planlarını getirdi. Open Subtitles الملك شادوف أحضر إلى الولايات المتحدة ثروة هائلة وخطط نووية
    servetini benim kazandığım gibi mi kazandın? Open Subtitles اهذه هي الطريقة التي حصلت بها على ثروتك ؟
    servetini düşünürseniz, iyi bir gelin adayı. Open Subtitles أنها فرصة سانحة لأحدهم بالنظر إلى ثروتها
    Savaş bittiği zaman, Victor kızı ister bir hazine, isterse de kızı olarak geri almak için bütün servetini verecektir. Open Subtitles . عندما تنتهي الحرب , الملك سيدفع كل ثروته ليعيدها . كـ جائزة , او كـ إبنه
    servetini geri çalmazsak, o parayı Orta Doğu'da koruma satın almak için kullanabilir. Open Subtitles اذا لم نستعيد ثروته, يستطيع ان يشترى حماية لنفسه فى الشرق الاوسط.
    Onun, dünyayı fethetmesine yardım ettik ama servetini kazandığı anda, bizi terk etti. Open Subtitles ساعدناه لغزو العالم ولكن بعدما كون ثروته تجاهلنا
    Ayrıca federal hapishanede bir süre yatıp servetini kaybettiğini de yazıyor. Open Subtitles يقولون أيضاً أنه أمضى وقتا في القلم الإتحادي وخسر ثروته
    Ben servetini öğrenene kadar aramız çok iyi değildi. Open Subtitles كنّا نتبادل السلام بالإيماء حتى علمت مؤخرا عن ثروته الجديدة.
    Çocuğu olmadan öldü ve servetini karısı adına bir vakfa bıraktı. Open Subtitles مات من دون أولاد وترك ثروته في وديعة لزوجته
    Siz ve oğlunuz iyi bir aile servetini eritmeyi neredeyse başardınız. Open Subtitles أنتي وإبنك نجحتم تقريباً في تدمير ثروة عائلية عظيمه
    Dediklerine göre servetini, kereste- -kibrit işinden, ...ve yangın sigortacılığından elde etmiş. Open Subtitles ويقولون أنه قام بجمع ثروة من الخشب ومن أعواد الثقاب، ومن الضمان ضد الحريق
    Benimle Baudelaire servetini almak için evleniyor. Open Subtitles لقد كان يتزوجنى فقط ليحصل على ثروة العائلة
    Hayır. Tabii ki. Çocuk tüm servetini buraya sızabilmek için gerekli bağlantıları kurmaya harcadı. Open Subtitles لقد أنفق المجلس ثروة هائلة ليقوم بتطوير هذا المكان
    Timur, sadece zamana ihtiyacım var. Peki. Ve servetini bulduğunda bunu yetkililere bildireceksin, değil mi? Open Subtitles وعندما تعثر على ثروتك ستبلغ بها السلطات, أليس كذلك؟
    Babamı kullanacağına onu taklit edip servetini namusunla kazanman gerekirdi ama yapmadın. Open Subtitles أتعلم، بدلاً من استخدام والدي كان يجب أن تقتدي به وتبني ثروتك بدون أن تتخطي الحدود
    Sadece Kontese muhteşem servetini soruyordum. Open Subtitles انا فقط أسأل الكونتيسة عن ثروتها التي تبعث على الاعجاب
    Ama sen servetini paylaşmıyorsun ki. Open Subtitles لكن ما أعنيه ، هو أنه يمكنك تقاسم الثروة معى
    İmparatora karşı yapılan entrika başarısız olursa, entrikayı düzenleyene fırsat tanınırdı, ailesinin servetini tutması için. Open Subtitles عندما تفشل أحد المؤامرات ضد الامبراطور فقد كان يمنح المتآمرين فرصة دوماً ليسمح لعائلاتهم أن تحتفظ بثرواتها
    Aile servetini bir alkoliğe mi emanet etmek istiyorsun gerçekten? Open Subtitles انت حقًا تريد ان تثق بثروة العائلة لشخص سكران ؟
    Ben de servetini sakladığını düşündüm. Open Subtitles لذا فكرت أنه يخبئ ممتلكاته فحسب
    Tambor servetini petrolle kazanmış olabilir ama sonra madenciliğe, medyaya ve son macerası olan silah ticaretine geçti. Open Subtitles تامبور لربّما جعل ماله في النفط، لكنّه منذ منوّع إلى تعدين، وسائل الإعلام، ومغامرته الأخيرة، أسلحة تتعامل.
    Oğlanın servetini benim idare etmem daha uygun olmaz mı? Open Subtitles ليس هو الأنسب بالنسبة لي لإدارة ثروات الصبي؟
    Belki de yaşlı tilki servetini topladı ve uzaklarda deniz manzaralı bir yerde yalnız yaşamak için kaçtı. Open Subtitles ربما جنى العجوز الماكر ثروته وذهب للعيش في مكان هادئ؟ بالقرب من البحر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more