Krallar ve Kraliçeler ona servetler vaat eder, kendileri için saat tasarlamasını isterdi. | Open Subtitles | الملوك والملكات عرضوا عليه ثروات هائله اذا قام فقط بتصميم ساعات لهم |
5 bin yılı aşkın süredir insanlar sırf bu değerli ipliğin ticaretiyle büyük servetler kazanıp, güçlü imparatorluklar inşa etmiştir. | Open Subtitles | لأكثر من 5,000 سنة، جنى الناس ثروات عظيمة وممالك هائلة على هذه الخيوط الحسّاسة. |
Ama Avrupa'yı yeniden şekillendiren ve büyük servetler yaratan sistem müthiş karlıydı. | Open Subtitles | لكن النظام كان مربحاً بشكل خيالي معيداً تشكيل المدن بأوروبا وصانعاً ثروات طائلة |
Büyük servetler kazananlar... dev holdingleryönetenler... ama hepsi ağır bir bedel ödüyor | Open Subtitles | أقاموا ثروات سريعة حكموا إمبراطوريات عظيمة |
İstediğim bütün servetler... benim, seni salak. | Open Subtitles | قيمتها وطفل ثروة، العميد! الخبر، حصلت على كل ثروات I يهتم، كنت idjit. |
Luisiana'da petrol ararken servetler batırıp kazandı. | Open Subtitles | انه اكتسب و خسر ثروات كبيره في التنقيب " عن البترول في جنوب "لويزيانا |
Güç arayışı servetler yaratıp yok etmiştir. | Open Subtitles | السعي وراء القدرة خلقت و دمرت ثروات |