"servetlerini" - Translation from Turkish to Arabic

    • ثروتهم
        
    • الثروة
        
    • ثروات
        
    servetlerini, son moda giysileri ucuza üreten bir şirkete harcadılar. Open Subtitles بنو ثروتهم من خلال شركة تنتج البسة مقلدة لأخر الصيحات
    Öte yandan köylülerin çoğu Yahudileri ve servetlerini kıskanıyordu. Open Subtitles مع ذلك فإن العديد من القرويّين قدّ حسدوا اليهود على ثروتهم المفترضة
    Masrafı çok fazla olurdu. Komşularımız büyük servetlerini küçük kolonilerinin ihtiyaçlarını karşılamakta kullanıyor. Open Subtitles سوف تكون ثروتهم غير معقوله جيراننا ينفقون ثروات هائله
    Atlantis'liler, büyük servetlerini bir araya toplayip onu "Dehset Kulesi" dedikleri bir yere sakladilar. Open Subtitles وهربوا من المدينة المخرّبة بضعة من الباقون على قيد الحياة جمّعوا الثروة العظيمة لأطلانطس وأخفوه في مكان يدعي برج الخوف
    Devlet memurları, güçlerini kişisel servetlerini artırmak için kullanamazlar. Open Subtitles موظفي الحكومة لا يستطيعوا استخدام سلطتهم لتعزيز الثروة الشخصية
    Soyluların bazıları servetlerini, çok çalışarak veya krallığa hizmet ederek elde ederler. Open Subtitles بعض النبلاء يجمعو ثروتهم بالعمل الشاق أو بخدمة العرش
    Ama bir kaza olmasını sağlayıp servetlerini almak için hâlâ vaktimiz var! Open Subtitles لكن لا يزال يوجد متسع من الوقت للتسبب بحادثة والحصول على ثروتهم!
    Yetişkin adamlar servetlerini nasıl öyle çöpe atabilir? Open Subtitles كيف يهدر رجال بالغين ثروتهم هكذا؟
    Hem de bin bir hileyle Almaya çalışır servetlerini Open Subtitles يحاول سرقة ثروتهم بمكيدة غير قانونية
    Hem de bin bir hileyle Almaya çalışır servetlerini Open Subtitles يحاول سرقة ثروتهم بمكيدة غير قانونية
    Kont Olaf, servetlerini çalmaya çalışan korkunç bir adamdı. Open Subtitles الكونت "أولاف" رجل رهيب حاول سرقة ثروتهم.
    Mediciler servetlerini bu ahlaksızlıktan kazanıyorlar. Floransa'nın sonsuz utancı pahasına. Open Subtitles آل (مديتشي) جنوا ثروتهم من هذه الرذيلة (على حساب العار الأبدي لـ(فلورنسا
    Beş büyük şirketin yöneticilerinin güçlerini birleştirmeleri ve servetlerini kendi ellerinde tutmaları için yaptıkları gizli bir anlaşma. Open Subtitles المدراء التنفيدين ل5 شركات رائدة يتواطؤون لتركيز القوة و الثروة تحت أيديهم.
    Yangının ardından Baudelairelar, defalarca ebeveynlerinin devasa servetlerini elde etmek için elinden geleni yapacağını çokça belirten şeytani aktör ve gaddar adam Open Subtitles بعد الحريق أَرسل الأطفال للعيش مع الكونت "أولاف"، وهو ممثل خسيس وشرير نشط تعهد مراراً بأن شيئاً لن يردعه عن الاستيلاء على الثروة الضخمة
    Hatfields ve McCoys aileleri servetlerini birleştirene kadar dayanamamışlar mı? Open Subtitles لذلك، يمكن للهاتفيلد وMcCoys لا تبقي عليها كما هي فترة طويلة بما فيه الكفاية لدمج ثروات العائلة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more