Çok güzel bir sesi vardı, onu dinlemiştik. | Open Subtitles | كان صوته جميل وكنا نستمع له |
Uzaylının tatlı ve cennet gibi bir sesi vardı, Urkel gibi. | Open Subtitles | المخلوق كان صوته سماوياً عذباً مثل (أوركيل). |
Gür ve kalın bir sesi vardı. Boyu 1.60 civarı ve kiloluydu. | Open Subtitles | كان لديه صوت جهورى وجسد ثقيل.. |
Melek gibi bir sesi vardı ve şehrin her yerindeki kulüplerde şarkı söylerdi. | Open Subtitles | كان لها صوت مثل الملاك وغنت في الأندية في جميع أنحاء المدينة |
Tatlı bir sesi vardı. Kedi gibi. | Open Subtitles | لديها صوت جميل ، مثل القطة الصغيرة |
Her telin kendine has bir sesi vardı. | Open Subtitles | كل سلك له صوت معين |
Şeyy,Şimdi sen söyleyince sanırım onun derin ve tatlı bir sesi vardı | Open Subtitles | حسنا لانها لا تملك صوت عميق انا تذكرته الان |
Nazikti. Onun, şey, çok nazik bir sesi vardı. | Open Subtitles | لطيف, كان صوته لطيف جداً. |
Kendine has çok tiz bir sesi vardı. | Open Subtitles | كان صوته مثل "فوغهورن ليغهورن" مميز. |
Nazik bir sesi vardı demek. | Open Subtitles | كان صوته لطيف. |
Onun güzel sesi vardı. | Open Subtitles | كان لديه صوت جميل |
Alışılmadık bir sesi vardı, hayal gibiydi. | Open Subtitles | كان لديه صوت قوي وكأنه الوهم |
Çok güzel bir sesi vardı. | Open Subtitles | لقد كان لها صوت غنائي جميل جداً |
Bir sesi vardı. | Open Subtitles | حسناً. كان لها صوت. |
Evet. Eşsiz bir sesi vardı. | Open Subtitles | لا اعرف، لديها صوت مميز |
Güzel bir sesi vardı. | Open Subtitles | كان لديها صوت رائع |
Çocuğun Jennifer Tilly gibi sesi vardı. | Open Subtitles | القتى له صوت كـ(جينيفر تيلي) أنا (بيوسيدون) |
Sessizliğin bir sesi vardı ve şöyle diyordu; | Open Subtitles | ...الصمت كان له صوت ويقول |
Neden? Bence çok güzel bir sesi vardı. | Open Subtitles | -إعتقدت أنها تملك صوت جميل. |