| İnsanüstü bir sabırla bu geceyi onu harekete geçirecek gizli, sessiz alarmı bekledim. | Open Subtitles | ينتظر هذه الليلة بشكل غير إنسانى ينتظر السر، إنذار صامت لكى يطلقه |
| First Boston Independent'te sessiz alarmı çalıştırdılar. | Open Subtitles | قف ، وحصلنا على مكالمة إنذار صامت في البداية بوسطن مستقلة |
| Kötü haber ise biz bankaya girdiğimiz anda veznedarın biri kaynağın bulunduğu yeri kilitleyen sessiz alarmı devreye sokabilir. | Open Subtitles | الخبر السيء هو أنه بمُجرد دخولنا يُمكن لأى صراف أن يضغط على إنذار صامت وهذا من شأنه أن يتسبب في إغلاق وتأمين المنطقة المُحيطة بالبنك |
| Birileri sessiz alarmı çalıştırmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأن أحدهم قام بتشغيل الإنذار الصامت |
| sessiz alarmı unutun. İki dakikada dışarıda olacaksınız. | Open Subtitles | انسوا أمر الإنذار الصامت ستخرجون في غضون دقيقتين |
| Kötü haber ise biz bankaya girdiğimiz anda veznedarın biri kaynağın bulunduğu yeri kilitleyen sessiz alarmı devreye sokabilir. | Open Subtitles | الخبر السيء هو أنه بمُجرد دخولنا يُمكن لأى صراف أن يضغط على إنذار صامت وهذا من شأنه أن يتسبب في إغلاق وتأمين المنطقة المُحيطة بالبنك |
| Galiba sessiz alarmı çalıştırdınız. | Open Subtitles | يبدو أنكم تسبّبتم بإطلاق الإنذار الصامت |
| Walker sessiz alarmı çalıştırdı. Shaw geldi. | Open Subtitles | والكر لقد فعلت للتو الإنذار الصامت |
| Ben de sessiz alarmı çalıştırdım. | Open Subtitles | لذا ضربت جرس الإنذار الصامت. |
| sessiz alarmı çalıştırmaya çalışınca da Bay Devlin'i vurmuşlar. | Open Subtitles | أطلق النار على السيد (ديفلن) عندما حاول تفعيل الإنذار الصامت |
| Dirt, sen girişi alacaksın ve sessiz alarmı halledeceksin. | Open Subtitles | (دورت)، ستكون المسؤول عن المدخل وتهتم بجهاز الإنذار الصامت |