"sessiz ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • هادئ و
        
    • هادئة و
        
    • صامت و
        
    • إصمت وإفعلها
        
    • وهادئة
        
    • و هادئ
        
    • وبشكل صامت
        
    • والهدوء
        
    • هادئ ومعزول
        
    • كانت هادئة
        
    • صامتة
        
    • تماماً وسنحرق
        
    O her zaman sessiz ve anlaşılmaz yalnız kurt tavırlarını üstüne geçirmiş... Open Subtitles إنه دائماً هادئ و غامض, و يبدو كما لو كان ذئباً وحيداً.
    Daha sessiz ve huzurlu bir yer bulurdum kendime, al sandivicini, oku dergini. Open Subtitles لقد وجدت مكان يكون هادئ و مسالم أتناول شطيرة و أقرأ مجلة
    İki sola bir sağa dön. sessiz ve hızlı ol. Open Subtitles تسيرين مرتين لليسار و مرة لليمين كوني هادئة و سريعة
    Orada öylece sessiz ve asemptomatik olarak bekleyip zaman geçirirlerken birden serbest kaldılar. Open Subtitles حيث تتسكع بشكل صامت و بدون اعراض ينتظرون حلول الوقت المناسب في احدى المراحل
    sessiz ve sakin. Open Subtitles إصمت وإفعلها
    Fazla zaman vermeye gerek yok. Bu işi sessiz ve çabuk olarak halletmeliyiz. Open Subtitles دعنا لا نعطيه وقتاً كثير لنجعلها نهاية سريعة وهادئة
    Her şeyin güvende olduğu, sessiz ve sıcak bir yere. Bölüm 8 "Gece Yarısına Yedi Kala" Open Subtitles حيث كل شئ آمن و هادئ و دافئ الفصل الثامن "سبع دقائق حتى منتصف الليل"
    Her sabah sessiz ve çabuk toplanacaksınız. Open Subtitles أنتم ستجتمعون بسرعة شديدة وبشكل صامت كل صباح
    sessiz ve güzel. Open Subtitles أنا أقوم بالكثير هنا المكان هادئ و جميل
    Ama şu anda, Stringer oldukça sessiz ve doğu yakasında bir ton ceset var. Open Subtitles لكن حاليا ، (سترينغر) هادئ و لدينا جثث في الجانب الشرقي
    Tamam, sessiz ve derin. Open Subtitles حسناً, هادئ و عميق
    Yani, biz yaymak için oda var, ve hayat çok sessiz ve sakin, ve, en iyisi, her şey temiz kalır. Open Subtitles لدينا غرفة للإسترخاء و حياة هادئة و ساكنة و ، أفضل من كل هذا كل شيء يبقى نظيف
    Bunun arkasında her zaman sessiz ve kararlı olduğu düşünülen bir kıtanın düzenli bir şekilde gerçekleştirdiği hareket bulunuyor. Open Subtitles و كله بسبب الحركة البطيئة الثابتة لقارة و التي تم إعتبارها هادئة و ثابتة
    - Sezon sonu. sessiz ve güvenli bir yer olur. Open Subtitles إنها نهاية الموسم ستكون هادئة و آمنة
    Çok güçlü sessiz ve seksisin Open Subtitles أنت قوي جداً صامت و مثير دعنا نتداعب
    Hareketsiz, sessiz ve soğuktum. Open Subtitles بلا حراك، صامت و فاتر
    sessiz ve sakin. Open Subtitles إصمت وإفعلها
    Büyük, güzel, çiçek açan goncalarla birlikte bahçemin sessiz ve huzurlu olmasını isterim. Open Subtitles واقتلعته منهم أفضل حديقتي مسالمة وهادئة مع براعم كبيرة، جميلة، وناضرة
    Enniscorthy'i özleyeceğim ama Glenbrien'da sessiz ve çok hoş bir yer. Open Subtitles سأشتاق إلى (إينيسكورثي) لكنّ المكان جميل و هادئ في (غلين بران)
    Her sabah sessiz ve çabuk toplanacaksınız. Open Subtitles أنتم ستجتمعون بسرعة شديدة وبشكل صامت كل صباح
    sessiz ve kolay işleri severim. Benim için değişiklik oluyor. Open Subtitles أنا من النوع الذي يحب السهولة والهدوء تجعل التغير جميلا
    Kimseyi görmedim. Burası sessiz ve uzak bir yerdir. Open Subtitles لم أرَ أي شخص, هذا مكان هادئ ومعزول
    Suya girip, daldığım zaman etraf şaşırtıcı bir şekilde sessiz ve sakindi. Open Subtitles حالما نزلت للماء وغطست للأسفل، كانت هادئة وساكنة على نحوٍ مفاجىء.
    Bilirsin, iklim değişiklikleri gerçek ve insan kaynaklı ve iklim değişikliğinde sessiz ve yavaş ilerleyen bir farkındalık durumu var. TED تعلم بأن التغير المناخي حقيقي بسبب البشر وترى ذلك في التغير المناخي لحظة صامتة وبطيئة الحركة سبوتنيك.
    Gölge gibi sessiz ve az yakıt harcayarak. Open Subtitles مثل الظل تماماً وسنحرق وقود أقل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more