Bugün, bir adam Seul'u terörize ederek Başbakan'ın özrünü talep ediyor. | Open Subtitles | اليوم ، أرهب رجل سيؤول و طلب إعتذار الرئيس |
Seul'u ziyarete geldiğinden birlikte yemek yiyelim dedik. | Open Subtitles | ،إنهُ يزور سيؤول .لذا تناولنا العشاء معًا |
Bomba Seul'u dolaşan bir tur otobüsüne kurulmuş halde. | Open Subtitles | القنبلة الآن مزروعة في حافلة سياحية تتجول في أنحاء "سيؤول |
Seul'u bir an önce terk etmeni söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك بأن تترك سيؤول بسرعة |
Büyük ihtimalle, Yeon Gi Hoon patlamadan önce, Seul'u terk etmeyi planlıyor. | Open Subtitles | عضو اللجنة (يون جي هون) على الأرجح يخطط لمغادرة سيؤول قبل الإنفجار النووي |