Sevdiği kadının ona hiçbir açıklama yapmadan ayrılmasından sonra nasıl yemek yemesini bekliyorsunuz. | Open Subtitles | كيف يمكنه الأكل بعد أن هجرته المرأة التي أحبها إلى الأبد من دون أي تفسير تقريباً وقد تكون في هذه اللحظة |
Sevdiği kadının seninle alakası yok, değil mi? | Open Subtitles | ، المرأة التي أحبها لا علاقة لها بك ، أليس كذلك ؟ |
Sevdiği kadının ölmesine yardım etmiştir. | Open Subtitles | ساعد على قتل المرأة التي أحبها |
Bir zamanlar Sevdiği kadının anısını aşağılayan bir aptalsın sen. | Open Subtitles | إنّك أحمق يهين ذكرى المرأة التي أحبّها ذات يوم. |
Bir zamanlar Sevdiği kadının anısını aşağılayan bir aptalsın sen. | Open Subtitles | إنّك أحمق يهين ذكرى المرأة التي أحبّها ذات يوم. |
Öyle bile olsa Slade'e Sevdiği kadının ölümünden sorumlu olduğunu düşündüğünü söylemenin bir faydası dokunmaz. | Open Subtitles | ولو حتّى صحّ كلامك، فلن تجد في ردّ فعل (سلايد) خيرًا إن أخبرته... بأنّك مسؤولًا عن مقتل المرأة التي أحبّها. |
Bir babanın aklının çok Sevdiği kadının, çocuklarının annesinin son derece korkunç ihanetine yatmasından bahsediyorsun. | Open Subtitles | تتحدثين هنا عن أحاطة دماغ رجل بخيانة بشعة تجاه المرأة التي يحبها وأم طفله |
Ve Sevdiği kadının da, ona yakışmaması cabası. | Open Subtitles | وأن المرأة التي يحبها أقل منه شأناً |
- Sevdiği kadının. | Open Subtitles | المرأة التي أحبها |
Benim, Sevdiği kadının yanında! | Open Subtitles | معي أنا, المرأة التي أحبها! |
Michael, Sevdiği kadının aynı zamanda oğluyla çıktığını henüz öğrenmişti. | Open Subtitles | (مايكل) أكتشف للتو أن المرأة التي يحبها كانت تواعد أبنه كذلك |