Temsili oyunları çok sevdiğim için bu meşaleyi kabul ediyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا فقط آخذ هذه الشعلة لأنني أحب التمثيل الصامت |
Kazanmayı sevdiğim için yarışıyorum ve onunla kazanabiliyoruz. | Open Subtitles | أفعل هذا لأنني أحب الفوز و هذا هو الشخص الذي يمكن أن يمنحه لك |
Bunu adam öldürmeyi sevdiğim için mi yapıyorum sanıyorsun. | Open Subtitles | تعتقد بأني أفعل هذا لأني أحب قتل الناس ، أليس كذلك ؟ |
Kabul, yaparım ama onlar yüzünden değil, seni sevdiğim için. | Open Subtitles | الجميلة، وأنا سوف نفعل ذلك. ولكن ليس بسببها، لأنني أحبك. |
Bu çocuğu bu kadar sevdiğim için diğer insanları eskisinden daha fazla seviyorum. | Open Subtitles | أحب الناس,أحب الناس الآخرين اكتر,بسبب حبي لها |
Arma kazanmak için burada değilim, seni sevdiğim için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست هنا من أجل رقعة. أنا هنا لأني أحبك. |
Saçmalama, seni sevdiğim için evlendim. | Open Subtitles | لا تكونى حمقاء ، لقد تزوجتك لأننى أحبك |
Biliyorsun onu sevdiğim için buradayım. | Open Subtitles | تعرفين أن سبب وجودي هنا لأنني أحبه ولكن هذا ما سأضحّي به إذا بقيت هنا |
Onca yolu senin yanında uyumayı sevdiğim için geldim. | Open Subtitles | أنا جئت كل هذه المسافة لأنني أحب أن أنام بجانبك |
Annem, her seçimimin kendimi sevdiğim için doğru olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | امي تقول أن اي اختيار افعله هو جيد لأنني أحب نفسي |
Para kazanmayı sevdiğim için akşam okuluna da gidiyorum. | Open Subtitles | بوظيفة حصلت عليها بالحدائق، والتسلية وسألتحق بمدرسة ليلية لأنني أحب إكتساب المال |
Kore'li kızları ve güzel yemekleri sevdiğim için utanmam gereken zaman şu an mı? | Open Subtitles | و هل هذا الوقت الذي يفترض به أن أشعر بالإحراج لأني أحب الطعام الجيد و بائعات الهوى الكوريات؟ |
Sorun değil. Aslında, belki de çocuğumuzu çok fazla sevdiğim için ben suçluyumdur. | Open Subtitles | لابأس ، هذا عادل ، ربما أنا المخطيء ، لأني أحب طفلنا كثيرا للغاية |
Pastayı çok sevdiğim için, | TED | و هذه واحدة من بينها,لأني أحب الكعك. |
Ama en iyi arkadaşın olduğum ve seni sevdiğim için şunu da söylemeliyim ki sana aşığım. | Open Subtitles | لكن لأنني صديقتك المفضلة . . و لأنني أحبك |
Seninle, seni sevdiğim için birlikte olduğumu bilmelerini istiyorum. | Open Subtitles | أريدهم أن يعرفوا بأنني أريد أن أكون معك لأنني أحبك |
Her ne yaptıysam, seni sevdiğim için yaptım. | Open Subtitles | أن كل شيء فعلته كان بسبب حبي لكِ. |
Seni sevdiğim için şanslısın, yoksa seni ihanetten dolayı astırırdım! | Open Subtitles | أنت محظوظ لأني أحبك, وإلا كنت لتشنق بتهمة الخيانة |
Yaptığım her şeyi onu sevdiğim için yaptım. | Open Subtitles | كل ما فعلته كان لأننى أحبك |
Onu sevdiğim için bunu yapmak zorundayım ama cesaretim yok. | Open Subtitles | لا بد لي من القيام بذلك. لأنني أحبه. لكنني يفتقرون إلى الشجاعة. |
Seni sevdiğim için cezalandırılıyorum. | Open Subtitles | "أنا أعاقب لأني أحببتك" |
- Ama tabii cipsi çıtır şeyler sevdiğim için koydum. | Open Subtitles | الرقائق فقط لأنّي أحب الطعام المقرمش |
Seni sevdiğim için hiç pişman değilim, en azından bunu biliyorum. | Open Subtitles | وأنا لست آسفة لأنني أحببتك على الأقل أعلم أنه يمكنني |
Dedikoduyu sevdiğim için sormuyorum, | Open Subtitles | أنا لا أسأل لأنني معجب بالثرثرة |
Savaş hukukunu sevdiğim için Askeri Başsavcılığında çalışıyorum. | Open Subtitles | التحقت بالمحاماه لاهتمامي بقانون الحرب |
Tüm bu çiftliği bu araziyi sevdiğim için büyüttüm. | Open Subtitles | والآن، حسّنت هذه المزرعة لحبي لهذه الأرض |
Seni sevdiğim için buna inanamam bebeğim. | Open Subtitles | لأنني أحبكِ لا استطيع تصديقكِ، يا عزيزتي. |
Sanıyorsun ki onu sevdiğim için, onu sadece kendime istiyorum ama ben artık öyle bir adam değilim. | Open Subtitles | تعتقد لأنني أحبها فإني أريدها لي وحدي لكنني لم أعد ذلك الشخص |