Şu hayatta sevdiğim tek insanı tutuklamalarına dek hükümetten korktuğumu. | Open Subtitles | أخفت الحكومة حتى اعتقلوا الشيء الوحيد الذي أحببته في حياتي |
Hayatta gerçekten sevdiğim tek insanı elimden aldın. | Open Subtitles | لقد سلبت حياة الشخص الوحيد الذي أحببته حقا |
- O benim sevdiğim tek şey. - Riske giremem. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الوحيد الذي أحبه لا أستطيع المجازفة بذلك |
sevdiğim tek kişiyi. Bunu herkesin iyiliğini gözetmek için yaptım. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي أحبه لكي أحافظ على المصلحة الأفضل للجميع. |
sevdiğim tek adamı kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدت الرجل الوحيد الذى أحببت |
Benim şimdiye kadar sevdiğim tek kız, beni yukarıya, ağaç evine davet etti. | Open Subtitles | الفتاة الوحيدة التي احببتها دعتني لأعلى بيت الشجرة |
Tanıştığım en iyi insanı, sevdiğim tek kadını hayal kırıklığına uğrattığım kısmı. | Open Subtitles | حيثُ خذلتُ أفضل شخص قابلتُه في حياتي المرأة الوحيدة التي أحببت |
Kavuşmayı sevdiğim tek şey var kahvem. | Open Subtitles | .. الشيء الوحيد الذى أحبه مكتمل السواء . هو قهوتي |
Hayatım boyunca gerçekten sevdiğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | تعرفين انكِ الشخص الوحيد الذي احببته فعلاً |
Polis olma fikri, hayatım boyunca sevdiğim tek şey olabilir, insanlar da dahil. | Open Subtitles | فكرة أن أكون شرطي ربما هي الشيء الوحيد .. الذي أحببته يوماً يشمل ذلك الأشخاص |
Seni mutlu eden şeyi yaptığın için mutluyum... çünkü seni seviyorum ve şimdiye kadar sevdiğim tek insan sensin... ve sevmek istediğim tek insan sensin. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنك تفعل ما يجعلك سعيداً لأنني أحبك , أنت الشخص الوحيد الذي أحببته والشخص الوحيد الذي أريد محبته فقط |
sevdiğim tek adamdın, ve beni yalnız bıraktın. | Open Subtitles | إنك الرجل الوحيد الذي أحببته لقد تركتني وحيدة |
Sevdiğim ilk erkekti ve sevdiğim tek erkek olacak. | Open Subtitles | كان أول رجل أحببته وسيظل الرجل الوحيد الذي أحببته |
Bu dünyada sevdiğim tek kişiyi çoktan kurtardım. | Open Subtitles | لقد أنقذتُ بالفعل الشخص الوحيد الذي أحببته بهذا العالم. |
İnsan birine nasıl: "sevdiğim tek erkek sensin" der? | Open Subtitles | كيف يمكن لأحد أن يقول "أنت الرجل الوحيد الذي أحببته"؟ |
sevdiğim tek şeyi yok edemezsin. | Open Subtitles | ستدمرين الشئ الوحيد الذي أحبه بسبب حقدكِ؟ |
İstifçilerden daha çok sevdiğim tek şey, kapıdan geçemeyen şişman insanlardır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أحبه أكثر من المكتنزين هم الأشخاص السمينين لدرجة أنهم لا يستطيعون العبور من الأبواب |
Ben bu dünyada sevdiğim tek şeyi çoktan kaybettim. | Open Subtitles | بجميع الأحوال، لقد خسرت الشئ الوحيد الذي أحبه بحياتي |
sevdiğim tek adamı kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدت الرجل الوحيد الذى أحببت |
Şunu söylemek istiyorum ki, şimdiye kadar sevdiğim tek kadın Jodi. | Open Subtitles | انت شاذ اريدم جميعاًان تعلموا ان جودي هي الانسانه الوحيدة التي احببتها |
"Göğüslerin, sevdiğim tek obüsler." Bende fotoğrafları var, gösteririm. | Open Subtitles | "نهداكِ هما القنبلة الوحيدة التي أحببت" |
Kavuşmayı sevdiğim tek şey var kahvem. | Open Subtitles | .. الشيء الوحيد الذى أحبه مكتمل السواء . هو قهوتي |
Ömrümde sevdiğim tek adamdan şüphe ettim. | Open Subtitles | لقد شككت بالرجل الوحيد الذي احببته في حياتي كلها |