Fakat başaramadım, anne. Demek istediğim, dut ağacı altında öpeceğin kişi hayatının sonuna kadar seveceğin kişi olmalı. | Open Subtitles | أعنى، الشخص الذى تقبلينه تحت شجرة توت، هو الشخص الذى ستحبينه لبقيّة حياتكِ.. |
Bence sana seveceğin bir şey aldı. | Open Subtitles | وهي أخذت شيء أعتقد أنكي ستحبينه |
Seninde seveceğin bir yerde yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد ان أحصل لكِ على مكان تحبيه |
seveceğin bir ev tutmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد ان أحصل لكى على مكان تحبيه |
Bu iş için en çok seveceğin en ağır işlerden dememişler miydi? | Open Subtitles | عن ان هذه أصعب وظيفة ستحبها علي الأطلاق نحن نصنع الفارق |
Şimdi...işte bu seveceğin bir şey. Bir de bu... | Open Subtitles | حسناً، هذا سيعجبك لدينا هذا... |
Bu gece çok seveceğin kocaman bir ev gördüm, ve... | Open Subtitles | رأيت منزلاً عظيماً الليلة ستحبينه |
Gerçekten seveceğin bir senaryo okudum. | Open Subtitles | لقد قرأت نص و أعتقد أنكِ ستحبينه فعلاً |
seveceğin bir mekan bulacağım. | Open Subtitles | سأجد لكِ مسكناً ستحبينه |
Sana seveceğin bir şey aldım. | Open Subtitles | أعرف أنكِ ستحبينه ! |
Sadece küçük bir sürpriz. seveceğin bir şey. | Open Subtitles | مفاجئة صغيرة شيء سوف تحبيه |
Sanırım seveceğin bir şey biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأني أعرف شيئاً تحبيه |
Sanırım bende senin seveceğin bir oyun var. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أن لديّ لعبة ستحبها |
Elimde senin seveceğin bir şey var. | Open Subtitles | لقد وجدتُ شيئاً سيعجبك. |
Bende seveceğin bir kitap var. | Open Subtitles | لدي كتاب أظن أنه سيعجبك. |