| Kız sevgilisinden ayrıldığından yada benzeri birşeyden dolayı... ağlayıp duruyordu. | Open Subtitles | كانت تبكي بسبب افتراقها عن حبيبها أو شيء ما شبيه |
| - Evet, eşyalarını eski sevgilisinden almam gerekiyor ama hastanede olması bizim için sorun olmayacak | Open Subtitles | أأنت متأكد؟ يتوجب مساعدتها في اخذ ممتلكاتها من حبيبها السابق ولكنها لن تشكل مشكلة لنا في المستشفى مرة اخرى |
| - Evet, eşyalarını eski sevgilisinden almam gerekiyor ama hastanede olması bizim için sorun olmayacak | Open Subtitles | أأنت متأكد؟ يتوجب مساعدتها في اخذ ممتلكاتها من حبيبها السابق ولكنها لن تشكل مشكلة لنا في المستشفى مرة اخرى |
| Aslında, sevgilisinden gelen herşeyden hoşlandı. | Open Subtitles | في الحقيقة هي بتحب كُلّ الي يجيي من عشيقها حتى بيير |
| Sana mutfağında ihtiyacı vardı ve bu yüzden sevgilisinden güçlü babasının ona bir iyilik yapmasını istedi. | Open Subtitles | لقد كان بحاجتكِ في المطبخ، لذا طلب من عشيقته إن كان بمقدور والدها المهم وذو النفوذ إسدائها صنيعاً |
| Tek yol Leo amcamın sevgilisinden.., ...ayrılıp evine dönmesi. | Open Subtitles | السبيل الوحيد هو إنفصال (ليو) عن خليلته وينتقل بعد ذلك إلى الشقّة مجدداً وبعدها سيعودان إلى "فلوريدا" |
| - sevgilisinden ayırabilirsen... - ...kız arkadaşını da getir. | Open Subtitles | أجلب صديقتك إذا تمكنت من خطفها من خليلها. |
| Kötü haber ise sevgilisinden hoşlanmadın... | Open Subtitles | الخبر السيء هو بأنك لست معجباً بحبيبها... |
| Son altı ayını sonradan nefret duyacağı 12 dakikalık bir filmi yazıp, yöneten ve filmde yer alan Cristina ise yine başka bir sevgilisinden daha ayrılmıştı ve bir değişiklik istiyordu. | Open Subtitles | كريستينا التي قضت آخر ست أشهر تكتب و تخرج و تمثل في فيلم من 12 دقيقة ثم كرهته، انفصلت عن حبيبها الأخير و كانت تتوق لتغيير المناظر الطبيعية |
| sevgilisinden de küçük bir hatıra saklamıştır. | Open Subtitles | وربما إحتفظت بتذكار من حبيبها شيء صغير... |
| Konuşmak istedi. Yapımcı sevgilisinden ayrılmıştı. | Open Subtitles | كانت إنفصلت عن منتجها و حبيبها للتو |
| Kanı, menenjit bulguları için olumlu çıkarsa onu karantinaya alabiliriz, sevgilisinden uzağa oraya bir sosyal hizmet görevlisi koyup belki hayatını kurtarırız. | Open Subtitles | لو عادت نتيجة فحص دمها بوجود إلتهاب السحايا بإمكاننا عزلها بعيداً عن حبيبها والاتصال بمشرف اجتماعي ربما سينقذها مما هي فيه |
| sevgilisinden nefret ettiği için bıçaklamış onu. | Open Subtitles | طعنت حبيبها لأنّها كرهته. |
| Susan'ın en iyi arkadaşı, Hallie, sevgilisinden ayrıldı. | Open Subtitles | (أعز صديقات (سوزان) (هالي انتهت علاقتها مع حبيبها |
| sevgilisinden ayrıldı diye duymuştum, Nicholas Orman. | Open Subtitles | سمعتُ إشاعة بأنها قطعت علاقتها مع حبيبها (نيكولاس أورمان). |
| Bu durumda, hem onu yavaş ve ızdıraplı bir ölümden kurtaran hem de karısından ve sevgilisinden intikamını alacağı bir plan hazırladı. | Open Subtitles | لذا وضع خطة التي لن تجعله ينتقم فقط من زوجته و عشيقها |
| Daha çok mahalledeki sevgilisinden bahsetmiş. | Open Subtitles | كتبت الكثير حول عشيقها في مسقط رأسها |
| sevgilisinden. Adam hapisteydi. | Open Subtitles | أنا لا أتحث عنك أنا أقصد عشيقها... |
| Sana mutfağında ihtiyacı vardı ve bu yüzden sevgilisinden güçlü babasının ona bir iyilik yapmasını istedi. | Open Subtitles | لقد كان بحاجتكِ في المطبخ، لذا طلب من عشيقته إن كان بمقدور والدها المهم وذو النفوذ إسدائها صنيعاً |
| Hayır, bunlar eski sevgilisinden zaten. | Open Subtitles | لا ، هذه من خليلته السابقة |
| sevgilisinden senin için ayrıldı. | Open Subtitles | إنها إنفصلت عن خليلها من أجلَك |
| Öyle olsa bile, ya eski sevgilisinden, ya abisinden, ya da babasından bulmuştur. | Open Subtitles | إذا كان كذلك، فقد حصلت عليه من صديقها السابق ، اخيها ، ابيها |