Aşkta sahip olmak ve sevgiliyi tanımak isteriz. | TED | في الحب ، نحن نريد أن نملك ، نريد أن نعرف الحبيب . |
Sevgilisi, bir arkadaşından ödünç aldığını söylemiş. Eski "sevgiliyi suçla" bahanesi. | Open Subtitles | عذر "إلقاء اللوم على الحبيب" من الأعذار الشائعة |
Her neyse, Marla Vale'yi oynuyordu, erkek sevgiliyi. | Open Subtitles | على أية حال، "مارلا" كانت تلعب فاليرا"، الحبيب الذكر" |
Kabul etmeliyim ki annemle beraber iki AIDS'li sevgiliyi oynamak, biraz garipti. | Open Subtitles | "لا بدّ أن أعترف بأنّ لعبي وأمّي دوري حبيبين مصابين بالإيدز كان غريباً قليلاً" |
Prem iki sevgiliyi bir araya getirerek büyük bir iyilik yaptı. | Open Subtitles | -نعم؟ (بريم) أحسن عملاً لأنه جمع بين حبيبين |
#Deliren sevgiliyi sakinleştireceğim# | Open Subtitles | "سوف أقوم بتهدئة الحبيب الذي يذهب بعيداً" |
(Gam sarayına getiremezsin o sevgiliyi, Avni) | Open Subtitles | (فلا يمكنك أن تجلب الحبيب إلى منزل الأحزان) |
(Gam sarayına getiremezsin o sevgiliyi, Avni) | Open Subtitles | (فلا يمكنك أن تجلب الحبيب إلى منزل الأحزان) |