"sevgiye" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحب
        
    • للحب
        
    • بالحب
        
    • بالحبِّ
        
    • والحب
        
    • الحبِّ
        
    • المحبة
        
    • لحب
        
    • للحبّ
        
    Kalplerinizdeki evrensel sevgiye ulaşamadığınız sürece cennet diye bir şey de olmaz. Open Subtitles ولا يوجد نعيم سوى عندما تجد الحب العالمي الذي يكمن في قلوبكم
    Çocukların sevgiye gereksinim duyduğunu biliyordum ama sevgi nasıl bir şeydi onu bilmiyordum sadece. TED علمت أن الأطفال يحتاجون للحب، ولكني فقط لم أكن أعلم كيف يبدو الحب.
    O da ne demek? Psikologlar bunu şöyle açıklıyor: "Benim ideolojim sevgiye, muhalifiminkisi nefrete dayalı" inanışı. TED ما هذا؟ هذا ما يسميه أطباء علم النفس ظاهرة افتراض أن عقيدتكم ترتكز على الحب ولكن عقيدة خصمك ترتكز على الكراهية.
    Korkumu tanıdıkça, benim ve etrafımdaki herkesin, sevgiye karşı hudutsuz bir yere sahip olduğunu görüyorum. TED و كما اكتشفت خوفي اكتشفت أيضاً أنني و كل الذين من حولي لانمتلك حدوداً للحب
    Daha da önemlisi böylece Kenyalılar başkaları için sakladıkları sevgiye kendilerini layık hissedebilirler. TED لكن الأهم، أن يعتبر الكينيون أنفسهم مستحقين للحب الذي يخصّون به الآخرين.
    RB:Hayır, eğer çocuk yetiştiriyorsanız, onları sevgiye boğmak övmek ve coşku dolu yapmak istersiniz. TED ر ب: لا, أعتقد فى تربيتك للأطفال, عليك فقط غمرهم بالحب و تمتدحهم و بحماس
    Adèle çok az sevgiye sahip olmuş. Bu eksikliği kapatmaya çalışacağım. Open Subtitles -لقد تلقت آديل القليل من الحب و سأحاول أن أعوضها عنه
    Jane, küçük kızımızın sevgiye ve ilgiye ne çok gereksinimi olduğunu anlarsa ölmek umurumda olmaz. Open Subtitles إذا كانت تفهم أن طفلتنا بحاجة إلى الحب و التفهم فلا يعنينى أن أموت
    Tam doğru yiyeceğe ve çok çok sevgiye ihtiyaçları vardır. Open Subtitles انه تحتاج الاكل الصحيح و الكثير الكثير من الحب
    Hiçbir kızım sevgiye muhtaç değildi. Open Subtitles ولا واحده من بناتي كانت تفتقر إلى ايّ انواع الحب
    ..o unutulmuş insanlara, sevgiye uzak insanlara yardım etmeye çalışıyorlardı. Open Subtitles ... الذين تم ذلك المهملة أن كانوا قادرين على الحب.
    sevgiye mazhar olamayan insanlar sempati toplamak için uyduruyorlar. Open Subtitles المصابون به يشعرون بأنهم لا يستحقون الحب فيختلقون شيئاً لينالوا العطف
    Ve genişleyerek 50 yıl sürecek bir sevgiye yönelen bir yola girmeyi denemeliyim. Open Subtitles وربما يجب أن أحاول الإنخفاض بالطريق بشكل متصاعد وبطئ لنوع من الحب يتحول لمساندة لخمسين سنة
    Haritaya değil, sadece sevgiye ihtiyacımız var. Bu çocuk işi biliyor. Open Subtitles لا نحتاج إلى خريطة , فقط الحب ذلك الصغير يعرف
    Hindistan cevizleri, mangolar ve sevgiye aç yerli kızlar. Open Subtitles جوز الهند ، المانجو و بنات الجزيرة متشوقون للحب
    Onun sevgiye, özene ihtiyacı var. Bir anneye ve babaya ihtiyacı var. Open Subtitles إنها تحتاج للحب والرعاية، تحتاج لأم وأب.
    Bu çocuklar sevgiye aç kalmışlar. Kötü kullanılmışlar. Open Subtitles أولئك الأطفال يفتقدون للحب لقد كانوا مضطهدين
    Burada tabii ki sevgiye duyulan gereksinimi üzerine, insanların birbirlerini anlamaları üzerine ...o önemli söylevini verir. Open Subtitles هنا، بالطبع، يلقي خطابه العظيم عن الحاجة للحب
    ÇıIgının biri olabilirim ama hala sevgiye inanmaktan hoşIanıyorum. Open Subtitles قد أكون مجنوناً، و لكنني ما زلت أؤمن بالحب
    Noel'e inanıyorum sevgiye inanıyorum Open Subtitles أنا أَؤمنُ بعيد الميلادِ أَؤمنُ بالحبِّ
    Yemek için besine ihtiyaç duyarız. sevgiye ve barınmaya ihtiyaç duyarız. TED نحتاج الطعام لنأكل. كما نحتاج المسكن والحب.
    - Bunu yapabilir misin? Tabii ki, ben nefretinizi sevgiye dönüştüreceğim. Open Subtitles بالطبع، وأنا سَأَحول كراهيتكَ إلى الحبِّ
    Çok hassas bir yapısı vardır ve çok fazla sevgiye ihtiyacı var. Open Subtitles إنّه حساس بعض الشيء, ويحتاج الكثير من المحبة.
    Belki de hayali arkadaşından vazgeçmesi için daha sert bir sevgiye ihtiyacı vardı. Open Subtitles ربما كان بحاجه لحب قاسي ليتخلى عن صديقه الوهمي
    sevgiye, kendini kanıtlamaya öylesine açsın ki. Kalbin darmadağın. Open Subtitles أنت توّاقة للحبّ وتوّاقة جدّاً لإثبات جدارتك، فبات قلبك مشوّشاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more