Kardeşimle sevişmiş olsaydın seninle konuşmamın imkânı yoktu. | Open Subtitles | محال أن تكون هناك طريقة كي أستطيع التحدث معك مجددا لو مارست الجنس مع أختي |
Onunla evli olduğumdan, kendisi de kocam olduğundan kendisiyle benden çok daha yakın zamanda sevişmiş bir kadına bu soruyu sormamdan daha doğal bir şey olmamalı. | Open Subtitles | كل مافي الأمر أني متزوجة منه وأنه زوجي واعتقد من العدل بأن اسأل المرأة التي مارست الجنس معه اكثر مني مؤخرًا |
Böylece aynı anda dört eyalette sevişmiş oluruz. | Open Subtitles | بهذه الطريقة يمكننا أن نمارس الجنس بأربع ولايات بالوقت نفسه |
Bu şekilde düşünmesinin nedeni yaklaşık altı hafta boyunca haftada bir kez sevişmiş olmamızdı. | Open Subtitles | "تبريرًا لها، كنّا نمارس الجنس مرّة أسبوعيًّا على مدار 6 أسابيع" إنّي متأخّرة جدًّا عن العمل. |
Sanki bir geyik bir kova Çin yemeğiyle sevişmiş gibi kokuyor, küflü. | Open Subtitles | تبدو رائحتها كأن أيلا مارس الجنس مع دلو من الطعام الصيني.. رائحة عفنه |
Diyelim ki erkeğimiz sevgilisiyle sevişmiş ve sevgilisi daha önce hiç yapmadığı şaşırtıcı şeyler yapmış. | Open Subtitles | لنقل هذا الفتى ورفيقته مارسا الجنس ورفيقته قامت بإمور مذهلة لم يسبق ابدا لها ان قامت بها من قبل |
Telefon titreşimdeyse, sürtünerek sevişmiş gibi olduk resmen. | Open Subtitles | وإن رن أي هاتف على الهزاز، أهرع محاولاً إخفاءها |
Öyleyse onunla sevişmiş olmalısın. | Open Subtitles | مارست الجنس معها |
En azından sevişmiş oldun. | Open Subtitles | على الأقل, مارست الجنس |
- Onunla sevişmiş miydin? - Evet. | Open Subtitles | -حسنٌ، هل مارست الجنس معها؟ |
Yani ofise Dennis'le beraber gittim diye onunla sevişmiş olmam gerektiğini mi söylüyorsunuz? | Open Subtitles | بأنه لابد وأنني مارست الجنس معه؟ ! |
Henüz teknik olarak sevişmiş sayılmayız. | Open Subtitles | لم نمارس الجنس بشكل رسمي بعد |
Mükemmel. Yani biz boşu boşuna sevişmiş olduk. | Open Subtitles | عظيم إذا نحن كنا نمارس الجنس بدون سبب . |
- Tanrım. Birileri dün gece benim odamda sevişmiş galiba. | Open Subtitles | يا إلهي أعتقد أن أحدهم مارس الجنس في غرفتي ليلة أمس |
Şimdi sen İrlanda'ya gidip arkadaşlarına Axl Rose'nın en yakın arkadaşının oğluyla sevişmiş biriyle seviştiğini anlatıyorsun. | Open Subtitles | حسنا، انت عد لأيرلندا وتباهأ امام اصدقائك حول ممارسة الجنس مع شخص مارس الجنس مرة واحده مع ابن صديق اكسل روز |
Sanki Katy Perry, Pinokyo'yla sevişmiş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | يبدو مثل كاتي بيري مارس الجنس بينوكيو. |
Sanki yağmur damlaları ve çikolata parçacıkları sevişmiş ve bu küçük, tatlı, öpülesi bebek kekleri yapmış gibi. | Open Subtitles | كما لو ان الرذاذ و الفتات اجتمعا معاً... و مارسا الحب مع صغار الكعكة اللذيذة الصغيرة القابلة للتقبيل |
Jamie ve Cornelia Ayahuasca ayininde sevişmiş. | Open Subtitles | (جيمي) و(كورنيلا) مارسا طقوس( آياهواسكا) |
Telefon titreşimdeyse, sürtünerek sevişmiş gibi olduk resmen. | Open Subtitles | وإن رن أي هاتف على الهزاز، أهرع محاولاً إخفاءها |