"seviyesindeki" - Translation from Turkish to Arabic

    • مستوى
        
    • مستويات
        
    • المستوى الرابع
        
    Ninja seviyesindeki nişancı gibiyim. İhtiyacım olan tüm eğitimi aldım. Open Subtitles أنا كالنينجا المهرة في الرماية إنّي مدرّب على أعلى مستوى
    Oysa elde edilen sonuca bakıldığında büyük usta seviyesindeki satranç oyunlarında Deep Blue zekiydi. TED بالرغم من تعريف الناتج، مستوى سادة الشطرنج، كان ديب بلو ذكيًا.
    Ve elbette, bu hikayenin bir de üzücü diğer yüzü var, A seviyesindeki öğrencilere de D notu verip, D seviyesinde TED ولكن هناك جانب حزين من هذه القصة فقد قالوا لطلاب الألف أنهم في مستوى الجيم
    Bu kırılabilirimdim, ama oyunun dördüncü seviyesindeki gibi hissediyorum. Open Subtitles سأتغاضى عن ذلك ولكنني أشعر، بأنني أحتاج إلى أربع مستويات من الترخيص،
    Zirvede,deniz seviyesindeki oksijenin üçte biri vardır. TED حيث يتوفر في الأعلى هناك ثلث كمية الأكسجين التي يمكن أن تتوفر على مستوى سطح البحر
    Yeraltı su seviyesindeki küçük bir azalma bunlara neden olmuş olabilir. Open Subtitles وإنخفاض مستوى المياه الجوفي قد يسبب مثل هذه المشكلة
    Su seviyesindeki gözleri, burunları ve kulaklarıyla yetişkinlerin yöntemlerini taklit ediyorlar. Open Subtitles بواسطة العيون, الآذن والأنف في مستوى الماء فإنهم يصورون التقنية اللتى سيستعملونها كما البالغين
    Benzer videolar yer seviyesindeki bir asansör kapısından ... ve bir duvardan geçerlerken de var. Open Subtitles عندنا فيديو مماثل لعبور باب المصعد والحائط على مستوى الأرض
    Şoför tarafındaki kapıda, hoparlörde, ve direksiyonda şoför koltuğunda omuz seviyesindeki kurşun deliğinde kan var. Open Subtitles كان الدم على باب السائق والمذياع والمقود أيضاً وحول ثقب الرصاصة التي إخترقت مقعد السائق عند مستوى الكتف
    Himalayalar'daki ve deniz seviyesindeki değişimlerden doğrudan etkileniyor. Open Subtitles فبنغلادش سوف تكون المتضرر المباشر بسبب الظاهرة اللتي تحدث في الهمالايا ومن مستوى مياه البحر أيضا
    Deniz seviyesindeki büyük artışların gezegen için katastrofik sonuçları olabilir ama aynı zamanda beklenmeyen başka etkileri de vardır. Open Subtitles يُعتبر ارتفاع مستوى البحر الكبير كارثي في حد ذاته للكوكب،
    Dağlar yükselirken Bolivya'nın göllerinden birini deniz seviyesindeki orijinal yerinden 4.000 metrelik bir yüksekliğe çıkarmıştır. Open Subtitles و بعد أن تكونت ، قد رفعت الجبال بحيرة بوليفية من مكانها الأصلي القريب من مستوى البحر لأرتفاع حوالي 4000 متر
    NSA seviyesindeki bilgisayarlarla beş yılda açabilirsiniz. Open Subtitles يمكنك فتحها خلال 5 سنين بحاسوب من مستوى حواسيب وكالة الفضاء.
    Bazı parçalar alacağım, böylece hücre seviyesindeki... Open Subtitles سوف أعدً بعض الشرائح , لرؤية مستوى الخلايا إن استطعت
    Ayrıca her şeyin pürüzsüz gitmesi için çalışma seviyesindeki ekibe ziyafet vermen gerekir. Open Subtitles و يجب أن تُعامل الموظفين على مستوى العمل بسلاسة في كل شيء.
    CMI seviyesindeki herkeste var. Open Subtitles الجميع على مستوى اللجنة البحرية الدولية.
    Kliniğimin iyiliği için geldim çünkü çaycı maaşıyla şehirdeki en iyi firmalardan birinin ortak seviyesindeki avukatını işe alıyorum. Open Subtitles انا هنا لأفعل خيراً لعيادتي لأني سأوظف شريك في مستوى محامي من أحد أفضل شركات المحاماة في المدينة
    Kan şekeri seviyesindeki dalgalanmalarla ilgili tecrübeme bakınca okulda öğrenim zorluğu çeken çocukları düşünmeden edemedim. Open Subtitles ومن خبرتي في تقلبات مستويات السكر في الدم لا يسعني إلا أن افكر بالاطفال
    Büyük olasılıkla serotonin seviyesindeki büyük düşüş saldırıya sebep oluyor. Open Subtitles العدوان على الأرجح ناجمٌ عن طريق "الاختزالات الهائلة في مستويات "سيروتونين
    Büyük olasılıkla serotonin seviyesindeki büyük düşüş saldırıya sebep oluyor. Open Subtitles العدوان على الأرجح ناجمٌ عن طريق "الاختزالات الهائلة في مستويات "سيروتونين
    En önemsiz, D seviyesindeki müşterimiz hakkında bile bilgi sahibi olmalıyım. Open Subtitles انا يجب ان اعرف اصغر شي عن حتى الزبائن في المستوى الرابع المستوى الرابع ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more