"seyahat ettim" - Translation from Turkish to Arabic

    • سافرت
        
    • لقد سافرتُ
        
    • وسافرت
        
    Deniz aşırı ülkelerde, bilinmeyen insanların arasında seyahat ettim ben. Open Subtitles لقد سافرت بين الناس المجهولين فى اراضى ما بعد البحار
    2012 yılında köye vardığımda, fikrimizi insanlara kabul ettirmek için çiftçi üyeleri işe almak için. toplumdan topluma seyahat ettim. TED عندما وصلت للقرية سنة 2012 سافرت من جماعة إلى أخرى محاولاً إقناع الناس بفكرتنا، محاولاً جلب مزارعين أعضاء.
    Dublin'den New York'a seyahat ettim, tek başıma, bağımsız. TED سافرت من دوبلين إلى نيويورك بشكل مستقل.
    Diğer diyarlara din yayıcı olarak seyahat ettim. Open Subtitles لقد سافرتُ لأراضٍ آخرى في مهمات تبشيرية
    Diğer diyarlara din yayıcı olarak seyahat ettim. Open Subtitles لقد سافرتُ لأراضٍ آخرى في مهمات تبشيرية
    Ben de bu iki bilinmezin derinine inmeye başladım, yazdığım kitap için dünyanın dört bir yanına büyük bir yolculuğa çıktım. 65 bin km seyahat ettim. TED ولكي أصل إلى جذور وأسباب هاتين المشكلتين، ومن أجل كتاب كنت أكتبه حول ذلك، قررت الذهاب في رحلة كبيرة حول العالم. وسافرت لأكثر من 40000 ميلًا،
    İlk yemek kitabımı yazarken, araştırma için Senegal'in farklı bölgelerine seyahat ettim. TED عند كتابتي لأول كتاب طبخ، سافرت كثيرًا لمناطق مختلفة في السنغال لإجراء بحث.
    Konuşmalar yapmak için dünyanın dört bir yanına seyahat ettim ve tıpkı saatle çalışır gibi her etkinlik sonrası en az bir kişi yanıma yaklaşıyor ki tecrübelerini bana özel olarak anlatabilsin. TED سافرت عبر العالم ألقي خطابات، وبشكل متوقع، بعد كل خطاب يأتي إليّ أكثر من شخص ليشاركوا قصتهم معي على انفراد.
    Bir kere beni Faya'ya götüren bir rehberle seyahat ettim. Open Subtitles سافرت ذات مرة مع مرشد كان يقلني إلى فايا
    İlk kez dış dünyada seyahat ettim. Open Subtitles و للمرة الأولى سافرت إلى العالم الخارجي.
    Elbette ben seni bulmak için zamanın ve uzayın içinden seyahat ettim. Open Subtitles نوماد؟ طبعاً لقد سافرت خلال الزمن والفضاء لأجدك
    Küçüklüğümden beri, Hindistan, Avrupa, Afrika gibi yerlere seyahat ettim... Arkadaş edinmeye vakit olmadı. Open Subtitles منذ كنت صغيره سافرت الى اماكن عدة مثل الهند و اوروبا و افريقيا
    Dalkavukların ve kutsal şeyleri satanların üzerinde yalnız seyahat ettim ve koştuğum zaman, her bir geçit bir hatıra uçurumuymuş gibi günahlarımın altında boğuldum. Open Subtitles لقد سافرت بمفردي عبر الفيافي و القفار وبينما أنا أجري تملكتني ذنوبي كما لو أن كل برج هو بمثابة حفرة لذكراي
    Uzayda ve zamanda seyahat ettim. Hayal gücünün ötesinde şeyler gördüm ve yaşadım. Open Subtitles سافرت عبر الزمن وفي الفضاء رأيت وفعلت أشياء تفوق التصور
    Uzay ve zaman aracılığıyla seyahat ettim. Marge'a kendimi kabullendirmek için çünkü benden iyisini bulamaz. Open Subtitles سافرت عبر الفضاء و الزمن لأجعل مارج تستقر معي
    İngiltere boyu akşamı seninle geçirmek için seyahat ettim ve sen yoktun. Open Subtitles فقد سافرت عبر انجلترا لأمضي الأمسية معك وكنت انت في الخارج
    Biraz seyahat ettim. Gemicilik işini bilmeliydim. Open Subtitles سافرت قليلا، حصلت على معرفة الأعمال التجارية الأسهم.
    Bu ölü meşelikte çok defa seyahat ettim. Open Subtitles لقد سافرتُ عبّر هذه الغابه عديد المرات.
    Ordudayken yeteri kadar seyahat ettim. Open Subtitles لقد سافرتُ بما يكفي حينما كنتُ في الجيش
    Ama iyi para kazandım ve seyahat ettim ki Penhook, Virginia'da büyüyen biri için iyi taraflarından biriydi. Open Subtitles لكن حققت مال جيد وسافرت وكانت جولةً جميلة " كوني من " بينهيد فيرجينيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more