"seyahate" - Translation from Turkish to Arabic

    • السفر
        
    • الرحلة
        
    • برحلة
        
    • للسفر
        
    • في رحلة
        
    • يسافر
        
    • نسافر
        
    • لرحلة
        
    • رحلتنا
        
    • أسافر
        
    • تسافر
        
    • رحله
        
    • سافر
        
    • الرحله
        
    • سأسافر
        
    Aslında dans kursuna gitmeyi ya da Seyahate çıkmayı tercih ederim ama, olsun. Ama asıI meselenin bu olmadığını anladım. Open Subtitles إن الأمر ليس متعلقاً بأخذ دروس في الرقص أو السفر إلى مكان ما و لكنني أدرك أن هذه ليست الفكرة
    Eğer Seyahate sabah 9 gibi başladıysanız öğlen bir şeyler atıştırmak, tuvalete gitmek, kahve içmek için mola vereceksiniz. TED فعند بدء الرحلة عند الساعة 9 صباحاً سترغب في التوقف للغذاء أو لاستعمال الحمام أو أخذ قهوة لمتابعة الطريق.
    Karen'ın, erkek arkadaşı Benjamin ile Seyahate çıkmasıyla ilgili ne hissediyorsun? Open Subtitles نعم, كيف تشعر بشأن كارين وهي ذاهبة برحلة مع حبيبها بنجامين؟
    Ama paramızı Seyahate saklasak daha iyi olurdu. Open Subtitles كل ما فكرت به هو أن ندخر مالنا للسفر فحسب
    Zamanında başvurmalıydım, bu Seyahate çıkmamalıydım. Open Subtitles رغبت فى ذلك حينها ، و ليس القدوم في رحلة من هذا القبيل
    Her erkeğin rüyası sevgilisi ile Seyahate çıkmak. Open Subtitles انها حلم اي رجل ان يسافر مع المرأة التي يحبها
    2016 yılında, Norton Sound bölgesinde özel teletıp hizmeti alan hastaların yüzde 91'i için Seyahate gerek kalmadı. TED في 2016، تم منع السفر على 91 بالمائة من المرضى إذ استفادوا من التطبيب عن بعد في جهة نورتون ساوند.
    Yani, Seyahate çıkmak yerine, bir başkasının seyahat fotoğraflarına bakmak gibi. TED هي مثلًا، بدلًا من أن تسافر، تنظر إلى صور السفر لشخص آخر.
    Seyahate çıkacak öğrencileri gözden kaçırmamak için. Open Subtitles حتى أبقي عيني على الطلاب الذي ينوون السفر
    Bu büyük işi bitirene kadar bir Seyahate çıkmamın uygun olacağını düşündü. Open Subtitles ويعتقد أنه من المنسب أن أتمتع بهذه الرحلة بينما يتم هو صفقته
    Bu Seyahate beni davet ettiğiniz ve aileden biriymişim gibi hissettirdiğiniz için teşekkürler. Open Subtitles أريد أن أشكركم جميعا لجلبي لهذه الرحلة و شعوري كأنني واحد من العائلة
    Onu bu Seyahate zorlamanın bir şeyleri düzelteceğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles برأيك إرغامها على الذهاب بهذه الرحلة سيصلح بيننــا الأمور ؟
    Ama önce nükleer tehlikenin sona erdiğini ilan etmek için iki lider sembolik bir Seyahate çıkacak. Open Subtitles لكن أولاً القائدان سوف يتخذان ما يعرف برحلة رمزية
    - Belki de Seyahate çıkmalıyız. - Piramit Madeni'ni içinde... Open Subtitles ربما يجب علينا القيام برحلة اى تعليق على هذة الاشعات#
    Yarın Seyahate çıkmayı planlıyorduk, öyle değil mi? Open Subtitles كنا نخطط للقيام برحلة غداً، تماماً مثل اليوم
    İçi sistozomyas gibi tropik bir bakteri taşıyan tropik balıklar ve kabuklularla dolu dev bir akvaryumu varken Seyahate kimin ihtiyacı olur ki? Open Subtitles ومَن بحاجة للسفر عندما يملك حوض سمك عملاق متخم بأسماك وقواقع استوائيّة تحمل أمراضاً استوائيّة مثل داء البلهارسيّات
    Zamanında başvurmalıydım, bu Seyahate çıkmamalıydım. Open Subtitles رغبت فى ذلك حينها ، و ليس القدوم في رحلة من هذا القبيل
    O nadiren Seyahate çıkar ve şehirden ayrılır. Open Subtitles فى ظروف نادرة,من الممكن أن يسافر ويترك المدينه لفترة
    Döndüğünde Seyahate çıkalım. Senelerdir tatile çıkmadık. Open Subtitles عندما تعود,دعنا نأخذ رحلة لم نسافر من فترة طويلة
    Sanırım son dört yıldır bu üç haftalık Seyahate ait anılarımı 25 dakika gibi bir zaman içinde harcadım. TED وعلى الأرجح أنني أستهلكت ذكرياتي لرحلة الثلاث أسابيع تلك، أستطيع القول، لحوالي 25 دقيقة في السنوات الأربع الأخيرة.
    Seyahate bile çıkmaya üşendik. Open Subtitles اقصد .. نحن لم نستطع حتى الذهاب إلى رحلتنا الكبيرة
    Gazetedeki işimi bıraktım, okulumu kapattım, kalemlerimi, fırçalarımı ve mürekkeplerimi paketledim, Seyahate çıkmaya karar verdim. TED تركت عملي في الجرائد، أغلقت مدرستي، وحزمت أقلامي والفرش، والحبر، وقررت أن أسافر.
    Derken, birden bir Seyahate çıkıyor ve çantasını bırakıyor. Neden? Open Subtitles ثم فجأةً , تسافر فى رحله وتتركها , لماذا ؟
    Yeraltı dünyasından döndükten sonra, müzisyenimiz ıssız yerlere doğru Seyahate çıkar ve önüne çıkan herkese ölümün trajedisini anlatan şarkılar söyler. Open Subtitles بعد عودته من العالم السفلي سافر العازف إلى أعماق البرية وغنى كل شخص قابله عن مأساه الموت
    Bu arada Rick Gana ziyaretini uzatmak istedi. Ziyareti Seyahate çevirdik. Open Subtitles وسوف نقوم بزياده مده الرحله , سنجلعها اجازه كامله
    Bilmiyorum. Bulurum bir şeyler. Belki Seyahate çıkarım. Open Subtitles لا أدري، سأكون بخير، ربما سأسافر لرؤية بعض الأماكن التي أردنا أنا وجدكما رؤيتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more