"seyrederken" - Translation from Turkish to Arabic

    • تشاهدين
        
    • كنت أشاهد
        
    • بينما تشاهد
        
    • مشاهدتها
        
    • عندما يشاهد
        
    Ben sevdiklerinizin sinek gibi düşüşünü seyrederken bunun gibi yüz yıl daha, beni yakalamak için uğraşırsınız. Open Subtitles , بعد 100 عام من مطادرتي بينما تشاهدين أحبائكِ يتساقطون كالذباب
    Sen burada televizyon seyrederken o yukarıda odasında ne yapıyor? Open Subtitles أنتِ هنا تشاهدين التلفزيون وهي في الطابق العلوي في غرفتها ماذا تفعل ؟
    Onlar ayrıldıktan sonraki video kaydını seyrederken işte bunu gördüm. Open Subtitles كنت أشاهد التسجيل بعد أن غادروا، فرأيت هذا.
    Feribotları seyrederken savaşçı pozunu altı dakika tutabiliyorum. Open Subtitles يمكنني البقاء في وضعية المحارب لـ 6 دقائق، إن كنت أشاهد العبارات
    Sen sihirbazı seyrederken aslında ipleri çeken o sevimli masum olur. Open Subtitles بينما تشاهد الساحر، تلك المساعدة البريئة هي من تتحكّم بكل الخيوط
    Annemin futbol seyrederken kafayı bulmasına hiç şaşmıyorum. Open Subtitles أفم لماذا أمي تشرب حتى الثمالة أثناء مشاهدتها للمباريات
    Aynı şey insanlar sihir numaraları seyrederken olur. TED نفس الشيء يحصل عندما يشاهد الناس الخدع السحرية
    Sen seyrederken, bahçe makasıyla cinsel organımı kesmek. Open Subtitles قصّ أعضائي التناسليّة بمقصّ الحديقة، بينما أنتِ تشاهدين
    Sen diziyi seyrederken o da duyuyormuş. Open Subtitles كنتي تشاهدين العرض وهي كانت تسمعه
    Döndüğümde de, sen Casablanca'yı seyrederken ben işe gittim. Open Subtitles عندما عدت إلى المنزل ذهبت للعمل "بينما كنتي تشاهدين "كازابلانكا
    Fantezi Futbol seyrederken, oyuncun istediğin şeyi yaptığında, hatta bazen daha fazlasını, gururlu bir ebeveyn gibi hissediyorsun." Open Subtitles rlm; عندما تشاهدين (فانتاسي)، rlm; ويقوم أحد لاعبيك بما توقعته منه،
    Bence maçın videosunu tekrar seyrederken, dünyadaki kadınların kaderinin yaptığın her vuruşta olduğunu düşünmüşsündür. TED أتعلمين، عندما كنت أشاهد فيديو المباراة مرة أخرى، لا بد أنك شعُرت أن مصير نساء العالم كان مرتبطا بكل ضربة تسدّدينها من مضربك.
    Molly'i hüküm giymiş bir suçlunun saçlarını okşarken seyrederken, gözlerinin muhteşem olduğunu fark ettim. Open Subtitles بينما كنت أشاهد (مولي) تربت على يد ذلك المجرم المدان , كان لابد أ، أقرّ بأن عيناه جذابتان
    Göğüslerini koruyan ve cazibesini kullanan Molly'yi seyrederken onun sadece arkadaşım değil, her zaman aradığım akıl hocam olduğunu farkettim. Open Subtitles بينما كنت أشاهد (مولي) تضم ثدياها و تنثر سحرها , أدركت بأنها ليست مجرد صديقتي... إنها مرشدتي التي لطالما كنت أتطلع لها
    Sen sihirbazı seyrederken aslında ipleri çeken o sevimli masum olur. Open Subtitles بينما تشاهد الساحر، تلك المساعدة البريئة هي من تتحكّم بكل الخيوط
    Amerikalılar futbol seyrederken biramızın ve uyuşturucularımızın tadına bakabilir. Open Subtitles الآن أمريكا يمكنها أن تتمتّع ببيرتنا ومخدّراتنا بينما تشاهد كرة القدم
    Annemin futbol seyrederken kafayı bulmasına hiç şaşmıyorum. Open Subtitles أفم لماذا أمي تشرب حتى الثمالة أثناء مشاهدتها للمباريات
    Yabancı bir yatakta, ...akşam haberlerinde kendi cenazesini seyrederken, ...şöhretin saygın olmayan doğası Chuck'ın suratına çarpmıştı. Open Subtitles في فراش شخص غريب " " أثناء مشاهدتها لجنازتها في الأخبار المسائية " كانت (شاك) مشاركه في " " الطبيعة المخجلة للإحتفال
    Biliyorum. Güreş seyrederken sertleşmiş. Open Subtitles أعرف ذلك ، قضيبه ينتصب عندما يشاهد المصارعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more