| Burayı eviniz bilin çocuklar. sigaralar şu sehpanın üstünde. | Open Subtitles | تصرفوا كأنكم في منازلكم السجائر على تلك الطاولة |
| Hayır, şu sigaralar için. Bir tane almama izin verin doktor. | Open Subtitles | لا ،سيكون لهذه السجائر أرجوك إسمح لى أن أدخن واحدة |
| sigaralar, üst düzey bir yetkili tarafından kaçak olarak getirilmiş. | Open Subtitles | السجائر أُحضرت في عملية تهريب من قبل مسؤول كبير الرشوة متفشية |
| sigaralar, bir çanta dolusu eşya, eğer isterseniz çocuğunuzun okul mezuniyetini kutlamak için bir şişe brendi. | Open Subtitles | سجائر زجاجة براندى لتحتفل بنجاح أولادك فى الثانويه |
| Masadaki sigaralar ve kapıdakiler farklı markalardı. | Open Subtitles | سجائر على الطاوله وغيرها عند الباب ومن أصناف مختلفه |
| Sandviçler battaniyenin içinde. sigaralar da. | Open Subtitles | بالتأكيد ساخنة ، الشطائر بداخل البطانية وكذلك علبة السيجار |
| Satılan sigaralar için habersiz denetim yapıyorduk. | Open Subtitles | كنا نتحقق بالعين المُجرّدة عمليات بيع السيجارة. |
| sigaralar sadece üniversitenin dışında izin verilen yerlerde içilebilir. | Open Subtitles | السجائر مسموحة فقط في المناطق التي تجيزها الجامعة إذهب للخارج |
| Sayın mebus, sigaralar ve nikotin bağımlılığın klasik tanımına uymuyor. | Open Subtitles | أيها النائب.. إن السجائر والنيكوتين لايتلاقيان مع التعريفات التقليدية للإدمان لأنه لايوجد حالة سُكْر أو ثَمَل |
| Karşılılığında aldığım sigaralar sayesinde tüm bu feryat figanın ortasında yazdığım romanım için gerekli miktarda kağıt ve kalemi, sağlamaya yetecek küçük bir servet kazanmıştım. | Open Subtitles | وحصلت على ثروة صغيرة من السجائر والتي بدورها وفرت لي اوراقا واقلام لآجل روايتي |
| Masadaki sigaralar ve kapıdakiler farklı markalardı. | Open Subtitles | السجائر كانت على المنضدة عدة أنواع ومور عند الباب |
| sigaralar Mandi'ye, tütün babama, çikolata da annem için. | Open Subtitles | السجائر لماندي، التبغ لأبّى، الشوكولاته لأمى |
| sigaralar Mandi'ye, tütün babama, çikolata da annem için. | Open Subtitles | السجائر لماندي، التبغ لأبّى، الشوكولاته لأمى |
| Belki ondan sonra, sigaralar sonunda uygun bir şekilde "ZEHİR" olarak etiketlenirler. | Open Subtitles | ربما ثم، السجائر أخيراً ستعتبر بشكل ملائم كسم. |
| Reader's Digest tarafından sigaralar ilk defa eleştirildiğinde filtreyi takdim etti. | Open Subtitles | قدم المرشحات عندما أصبحت السجائر أولاً إنتقدت بملخص القارئ. |
| Yani, sen bir büroya gidersin, ...sonra TV'ye çıkar ve sigaralar hakkında konuşursun. | Open Subtitles | لذا، تذهب إلى المكتب، ثم تطلع على التلفزيون ويتحدث عن السجائر. |
| Burada sigaralar üzerine bir uyarı logosu koyma olasılığını inceliyoruz. | Open Subtitles | نحن هنا نفحص إمكانية وضع شعار تحذيري على السجائر |
| Önce küçük oyuncak sigaralar satın alacaklar. | Open Subtitles | فاقترحوا عمل ألعاب على شكل سجائر يلعب بها الأطفال |
| Hâlâ daha kaliteli sigaralar peşinde sanırım. | Open Subtitles | لايزال بالخارج حيث ذهب لشراء علبة سجائر ولم يعد، على ما أعتقد. |
| Her ne kadar beni öldürecek şeyin bu sigaralar olduğunu bilsem de çok şaşırdım... | Open Subtitles | بالرغم من أن، رُؤية سجائر كهذه على الأغلب شيء سَيَقْتلُني، أَنا مُتفاجئُة بأنّ سِرّي إس .. |
| sigaralar hakkında yazılmış hiçbir makaleyi okumadığınızı farz ediyorum. | Open Subtitles | انا لا اظن انك قرات اى دراسة عن السيجار واعماله ؟ |
| Aşk ve para bu sigaralar gibidir. | Open Subtitles | الحُب والمال، مثال هذه السيجارة.. |
| - Dediğin gibi, prezervatifler ve sigaralar. Müstehcen, değil mi? | Open Subtitles | نفّذت ما قلته من الابتعاد عن الرذيلة والسجائر والسوقيّة، صحيح؟ |
| sigaralar sayesinde bir şeyler yiyebiliyorum. | Open Subtitles | الفضل للسجائر في أنني آكل أصلاً |
| Hadi karaya çık dostum- İçkiler ve sigaralar benden- | Open Subtitles | صديق، ويأتي إلى الأرض، هيا. المشروبات والسيجار دفعت. |