Ayrıca haklısın dostum, o şeyi sikmek, çikolatalı sufleyi sikmek gibi. | Open Subtitles | و أنت محق ، مضاجعة هذا الشيء مثل مضاجعة شوكولاتة سائلة |
Çok seksi bir hatunu sikmek için bir erkeği siker misin? | Open Subtitles | . أتود بمضاجعة رجل في سبيل مضاجعة إمرأة فاتنة؟ |
Polisler onu gözaltına alıp sabaha kadar sikmek için kişi başı 50 papel verir. | Open Subtitles | الشرطيون قد يدفع كل منهم 50 دولار مقابل مضاجعتها |
Beni sikmek bile istemiyor artık. | Open Subtitles | أحبه ، وماذا يفعل ذلك الرجل .. إنه لا يريد مضاجعتي |
Üst tabaka isterler. Sıradan bir Penny sikmek değil. | Open Subtitles | يريدون اسما لامعا هم لا يريدون ممارسة الجنس معك بنس |
Beni sikmek mi istiyorsun Jordan? | Open Subtitles | هل تريد أن تضاجعني جوردان؟ |
Bu şeyi sikmek, okyanusu yarıp gün batımını sikmek gibi bir şey. | Open Subtitles | و مضاجعة هذا مثل المضاجعة في غروب الشمس قرب المحيط |
- Kesinlikle. Bu cep amcığını sikmek, aynı kaygan altından bir kızı sikmek gibi. | Open Subtitles | مضاجعة ذلك المهبل الجيبي كمضاجعة فتاة مصنوعة من ذهب زلق |
Ağza vermekten bıktım koç! Kızı sikmek istiyorum! - İyi çakacağım! | Open Subtitles | سئمت من الجنس الفموي أريد مضاجعة الطالبة |
Tatlı bir yüzü sikmek için büyük bir yetenek gerekmiyor. | Open Subtitles | لا يتطلب امر مضاجعة وجه جميل مهارة عظيمة |
Erkeğe benzeyen kadınları sikmek için erkeklerle sikişmeyi bırakmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أتوقف عن مضاجعة النّاس لأبدأ بمضاجعة نساء يشبهنّ الرجال |
Son geldiklerinde içtikleri içki, oturdukları masa, sikmek istedikleri garson. | Open Subtitles | كالمشروب الذي طلبوه آخر مرة أو المقصورة التي أحبّوا، النادلة التي أرادوا مضاجعتها. |
Açıkçası, onu sikmek isteyip istemediğimi gerçekten bilmiyordum. | Open Subtitles | أعني، في الواقع، لم أكن واثقاً إن أردت مضاجعتها أم لا |
Herkes seni sikmek istiyor zaten! | Open Subtitles | لمجرد أن شخص يريد مضاجعتي الكل يريد مضاجعتك أعتادي على ذلك |
Beni sikmek ya da dövmek istemeyen bir erkek tanımadım ben. | Open Subtitles | لم أعرف رجلاً من قبل لا يريد مضاجعتي أو ضرّبي |
Erkekler beni ya korumak ya da sikmek istiyordu bu da, basamakları tırmanmamda işime yarıyordu. | Open Subtitles | حتى الرجال كانو يريدون حمايتي او ممارسة الجنس معهم، لذا كانت تساعدني في ان أكون رائدة |
Beni sikmek mi istiyorsun Jordan? | Open Subtitles | هل تريد أن تضاجعني جوردان؟ |
- Annemi sikmek gibi bir şey lan bu. | Open Subtitles | يا ألهي, الأمر كما لو أنني أضاجع والدتي. |
7 yaşındayken bir serseriyi sikmek istediğini mi, söylüyorsun? | Open Subtitles | أردت أن يمارس الجنس مع المتشرد عندما كنت سبعة ؟ هذا ما كنت تقول لي ؟ |
Güzel kıç, seni fena sikmek istiyorum. -Vajinanın penise ihtiyacı var | Open Subtitles | و ثم يمكنك أن تدخل أشياء، شاهد مؤخرة جميلة أريد مضاجعتك |
Mesela, Scarlett Johansson'ı sikmek istiyorum. | Open Subtitles | مثل ، اريد أن اضاجع سكارليت جوهانسون |
Ben de tam güzel kız arkadaşına onu o daracık amcığından sikmek istediğimi söylüyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ فقط أخبر صديقتُكَ الحميمةُ هُنا، أننى أودُ أن أضاجعها فى فرجها الضيقُ هذا |
Bir kadını sikmek istemekle öldürmek arasında büyük fark var. | Open Subtitles | هناك فرقٌ كبير بين الرغبة بمضاجعة امرأة، والرغبة بقتلها. |
Benim yerime onu, sen sikmek istiyordun. Ace! | Open Subtitles | متمنيا أن تضاجعها أنت بدلا مني |
- Açıkça seni sikmek istiyor. | Open Subtitles | يريدون مضاجعتكِ |
Bütün göçmenlerle başa çıkmanın çözümünün onları öldüresiye sikmek olduğunu söyleyen Coloradolu adama destek artıyor. | Open Subtitles | الدعم يرتفع لرجل في كولورادو يزعم أن الطريقة الوحيدة للتعامل مع المهاجرين الغير الشرعيين هو مضاجعتهم حتى الموت |
Beni sikmek için para ödeyemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تدفع لي لتضاجعني |