"silahıyla" - Translation from Turkish to Arabic

    • سلاح
        
    • بمسدسه
        
    • بسلاح
        
    • مسدس
        
    • بمسدس
        
    • بسلاحه
        
    • سلاحه
        
    • ببندقية
        
    • وسلاح
        
    • لسلاح
        
    • مسدسه
        
    • بمسدسها
        
    • بالسلاح
        
    • بالمسدس
        
    • ومسدسها
        
    Demek istediğim, bu adam elinde cinayet silahıyla olay yerinden kaçtı. Open Subtitles انا اعنى,الرجل هرب من مسرح الجريمة مع سلاح الجريمة فى يديه.
    Lütfen bana bir toplu imha silahıyla uçağı düşürmekte olduğunuzu söylemeyin. Open Subtitles أرجوك ، قل ليّ أنك لاتهبط متحطماً بحوزتكم سلاح الدمار الشامل.
    Ama oteli terk edemeden biriyle karşılaştı ve o kişi onu kendi silahıyla vurdu. Open Subtitles ،لكن قبل أن يتمكن من الخروج من هناك أحدٌ ما يواجهُه ومن ثم .يطلق عليه بمسدسه
    Cinayet silahıyla kendini öldürüyorsan hiçbir şey seni suçlu yapamaz. Open Subtitles لا يمكن بأن تقول مذنباً كأن تقتل نفسك بسلاح الجريمة
    Cevap verin! Ben ölen bir polisin silahıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Open Subtitles اللعنه على هذا, لا أعرف أى شىء عن مسدس أى شرطى ميت
    Ölen bir polisin silahıyla ne yapıyordunuz? Cevap verin! Open Subtitles ما الذى تفعله بحق الجحيم بمسدس شرطى ميت ؟
    Düşmanı kendi silahıyla vurmak ne zamandan beri seni hain yapıyor? Open Subtitles منذ متى كان ضرب العدو بسلاحه الخاص... . يجعل المرء خائناً؟
    Peki bu bir kişi nasıl oldu da dört kez vücut geliştirme şampiyonu olmuş birini alt edip sokağın başına kadar sürükleyip onu iki metrelik bir duvardan aşağı atıp kendini silahıyla kendini vurmasını sağladı? Open Subtitles إذن كيف بالتحديد نجح هذا الفرد ان يجرد من سلاحه و يتغلب على بطل العالم لأربع مرات فى كمال الأجسام
    Neden onu silahıyla basmadınız? Open Subtitles لماذا لم تعتقلوه حينها بتهمة حيازة سلاح ؟
    Grayson, bir sene önce internet'ten bir sürü bıçak almış, ki bunlar katilin silahıyla eşleşti. Open Subtitles غريسون اشترى مجموعة سكاكين على الإنترنت منذ سنة تطابق سلاح الجريمة
    Arkanı döndüğünde seni BB silahıyla vuracağım. Open Subtitles سوف اُصيبك بواسطة سلاح بي بي بينما انتي لا تنظرين الي
    Bana hatırlatmana gerek yok. Kendim tecrübe ettim, Dünya'daki dron silahıyla. Open Subtitles لست بحاجة لتذكرينى بذلك ، فقد لمست هذا فى تعاملى مع سلاح الدرون على الأرض
    - Model yakışıklı fotografçı ile kaçar, kıskanç erkek arkadaş silahıyla onları çölde bulur... Open Subtitles عارضة أزياء تهرب مع مصور وسيم يعثر عليهم صديق حميم غيور في الصحراء و معه سلاح
    Sonra onun silahıyla kraliyet bankasını soyacağız. Open Subtitles ثم سوف نسطو على بنك ملكي بمسدسه
    Beni silahıyla dövmeye başladı ona karşı direnmeyi kesmemi söylüyordu. Open Subtitles وبعدها بدأ يضربني بمسدسه ويقول لي توقف عن مقاومة الإعتقال- بحق السماء ماذا فعلت أنت؟
    Ajan Douglas'ın Bir Yakuza silahıyla öldürüldüğüne dair delilimiz var. Open Subtitles في الجزيرة لدينا ادلة ان العميلة دوجلاس قتلت بسلاح الياكوزا
    Beyaz adam silahıyla ölen yerli mutlu av toprağına ulaşmaz. Open Subtitles موت هندى بسلاح رجل أبيض لا يجعله يصل الى أرض السعادة
    Kurşunu polisin silahıyla eşleştirirsek dava kapanır. Open Subtitles إن طابقنا الرصاصة مع مسدس الشرطي ستصبح القضية محكمة ضده
    Seni babasının silahıyla vuracağım ve hayatının sonuna kadar kabuslar görecek. Open Subtitles وعليها أيضا. سوف أطلق عليكي النار بمسدس أبيها. وسوف تعيش معقدة ما بقي لها من عمر.
    Doğrulamadan önce kesin konuşamam ama adam kendi silahıyla vurulmuş da olabilir. Open Subtitles لكنني قد أقول من الممكن أنه قتل بسلاحه
    Eminim korumaları değerli silahıyla ilgili düzenli bilgi veriyordur. Open Subtitles بالتأكيد حراسه يمدونه بتحديثات منتظمة بخصوص سلاحه الثمين.
    Küçük bir çocukken babamın silahıyla her hedefi vururdum. Open Subtitles عندما كنت صغيراً كنت أصيب جميع الأهداف ببندقية والدي
    Onu cinayet silahıyla bana gönder. Open Subtitles يسلمه لي مع انحناءة لطيفة وسلاح الجريمة.
    9 mm. cinayet silahıyla aynı kalibre. Open Subtitles عيار 9 مللم... إنه نفس العيار المطابق لسلاح الجريمة.
    Onu tanıyorum. silahıyla dünyayı değiştirebileceğini sanan bir hayalci. Open Subtitles انا اعرفه, انه ينتظر حتى يسحب احد مسدسه ثم يقتله.
    13 yaşında erkek çocuğunun annesi kendi silahıyla öldürülmüş. Open Subtitles أم لصبي في الثالثة عشرة أُرديت بالرصاص بمسدسها الخاص.
    Bizi, kendilerinin para ve silahıyla tutulmuş kardeşinin diktatörlüğünde yozlaşmış bir Orta Doğu rejimine sürüklüyorlar. Open Subtitles يحاولون إدارتنا لأمرٍ اَخر فاسد نظام شرق أوسطي مع أخيك كدكتاتوري يبقى تحت سلطة الأمريكيين بالسلاح والمال
    Annem sarhoş olur ve evin içinde elinde silahıyla koştururdu ve tavanda delikler açardı. Open Subtitles امي كانت دائما تسكر وتجري في المنزل تلوح بالمسدس ، وتضع الفتحات في السقف
    Dışarda silahıyla ne yapıyor böyle? Open Subtitles ما الذي تفعله ومسدسها ظاهر؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more