Demek istediğim, bu adam elinde cinayet silahıyla olay yerinden kaçtı. | Open Subtitles | انا اعنى,الرجل هرب من مسرح الجريمة مع سلاح الجريمة فى يديه. |
Lütfen bana bir toplu imha silahıyla uçağı düşürmekte olduğunuzu söylemeyin. | Open Subtitles | أرجوك ، قل ليّ أنك لاتهبط متحطماً بحوزتكم سلاح الدمار الشامل. |
Ama oteli terk edemeden biriyle karşılaştı ve o kişi onu kendi silahıyla vurdu. | Open Subtitles | ،لكن قبل أن يتمكن من الخروج من هناك أحدٌ ما يواجهُه ومن ثم .يطلق عليه بمسدسه |
Cinayet silahıyla kendini öldürüyorsan hiçbir şey seni suçlu yapamaz. | Open Subtitles | لا يمكن بأن تقول مذنباً كأن تقتل نفسك بسلاح الجريمة |
Cevap verin! Ben ölen bir polisin silahıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | اللعنه على هذا, لا أعرف أى شىء عن مسدس أى شرطى ميت |
Ölen bir polisin silahıyla ne yapıyordunuz? Cevap verin! | Open Subtitles | ما الذى تفعله بحق الجحيم بمسدس شرطى ميت ؟ |
Düşmanı kendi silahıyla vurmak ne zamandan beri seni hain yapıyor? | Open Subtitles | منذ متى كان ضرب العدو بسلاحه الخاص... . يجعل المرء خائناً؟ |
Peki bu bir kişi nasıl oldu da dört kez vücut geliştirme şampiyonu olmuş birini alt edip sokağın başına kadar sürükleyip onu iki metrelik bir duvardan aşağı atıp kendini silahıyla kendini vurmasını sağladı? | Open Subtitles | إذن كيف بالتحديد نجح هذا الفرد ان يجرد من سلاحه و يتغلب على بطل العالم لأربع مرات فى كمال الأجسام |
Neden onu silahıyla basmadınız? | Open Subtitles | لماذا لم تعتقلوه حينها بتهمة حيازة سلاح ؟ |
Grayson, bir sene önce internet'ten bir sürü bıçak almış, ki bunlar katilin silahıyla eşleşti. | Open Subtitles | غريسون اشترى مجموعة سكاكين على الإنترنت منذ سنة تطابق سلاح الجريمة |
Arkanı döndüğünde seni BB silahıyla vuracağım. | Open Subtitles | سوف اُصيبك بواسطة سلاح بي بي بينما انتي لا تنظرين الي |
Bana hatırlatmana gerek yok. Kendim tecrübe ettim, Dünya'daki dron silahıyla. | Open Subtitles | لست بحاجة لتذكرينى بذلك ، فقد لمست هذا فى تعاملى مع سلاح الدرون على الأرض |
- Model yakışıklı fotografçı ile kaçar, kıskanç erkek arkadaş silahıyla onları çölde bulur... | Open Subtitles | عارضة أزياء تهرب مع مصور وسيم يعثر عليهم صديق حميم غيور في الصحراء و معه سلاح |
Sonra onun silahıyla kraliyet bankasını soyacağız. | Open Subtitles | ثم سوف نسطو على بنك ملكي بمسدسه |
Beni silahıyla dövmeye başladı ona karşı direnmeyi kesmemi söylüyordu. | Open Subtitles | وبعدها بدأ يضربني بمسدسه ويقول لي توقف عن مقاومة الإعتقال- بحق السماء ماذا فعلت أنت؟ |
Ajan Douglas'ın Bir Yakuza silahıyla öldürüldüğüne dair delilimiz var. | Open Subtitles | في الجزيرة لدينا ادلة ان العميلة دوجلاس قتلت بسلاح الياكوزا |
Beyaz adam silahıyla ölen yerli mutlu av toprağına ulaşmaz. | Open Subtitles | موت هندى بسلاح رجل أبيض لا يجعله يصل الى أرض السعادة |
Kurşunu polisin silahıyla eşleştirirsek dava kapanır. | Open Subtitles | إن طابقنا الرصاصة مع مسدس الشرطي ستصبح القضية محكمة ضده |
Seni babasının silahıyla vuracağım ve hayatının sonuna kadar kabuslar görecek. | Open Subtitles | وعليها أيضا. سوف أطلق عليكي النار بمسدس أبيها. وسوف تعيش معقدة ما بقي لها من عمر. |
Doğrulamadan önce kesin konuşamam ama adam kendi silahıyla vurulmuş da olabilir. | Open Subtitles | لكنني قد أقول من الممكن أنه قتل بسلاحه |
Eminim korumaları değerli silahıyla ilgili düzenli bilgi veriyordur. | Open Subtitles | بالتأكيد حراسه يمدونه بتحديثات منتظمة بخصوص سلاحه الثمين. |
Küçük bir çocukken babamın silahıyla her hedefi vururdum. | Open Subtitles | عندما كنت صغيراً كنت أصيب جميع الأهداف ببندقية والدي |
Onu cinayet silahıyla bana gönder. | Open Subtitles | يسلمه لي مع انحناءة لطيفة وسلاح الجريمة. |
9 mm. cinayet silahıyla aynı kalibre. | Open Subtitles | عيار 9 مللم... إنه نفس العيار المطابق لسلاح الجريمة. |
Onu tanıyorum. silahıyla dünyayı değiştirebileceğini sanan bir hayalci. | Open Subtitles | انا اعرفه, انه ينتظر حتى يسحب احد مسدسه ثم يقتله. |
13 yaşında erkek çocuğunun annesi kendi silahıyla öldürülmüş. | Open Subtitles | أم لصبي في الثالثة عشرة أُرديت بالرصاص بمسدسها الخاص. |
Bizi, kendilerinin para ve silahıyla tutulmuş kardeşinin diktatörlüğünde yozlaşmış bir Orta Doğu rejimine sürüklüyorlar. | Open Subtitles | يحاولون إدارتنا لأمرٍ اَخر فاسد نظام شرق أوسطي مع أخيك كدكتاتوري يبقى تحت سلطة الأمريكيين بالسلاح والمال |
Annem sarhoş olur ve evin içinde elinde silahıyla koştururdu ve tavanda delikler açardı. | Open Subtitles | امي كانت دائما تسكر وتجري في المنزل تلوح بالمسدس ، وتضع الفتحات في السقف |
Dışarda silahıyla ne yapıyor böyle? | Open Subtitles | ما الذي تفعله ومسدسها ظاهر؟ |