"silahlanmış" - Translation from Turkish to Arabic

    • مسلحون
        
    • مسلحين
        
    • مسلحة
        
    • مسلح
        
    • مدججين
        
    • مسلّح
        
    • مسلّحون
        
    silahlanmış adamlarımız ölecek ve kadınlarımız, çocuklarımız köle ya da daha kötüsü olacaklar. Open Subtitles رجالنا سيموتون مسلحون ونِسائكم وأطفالكم سيكونون عبيد أو أسوأ.
    Oldukça iyi eğitimli, iyi silahlanmış ve becerikliydiler. Open Subtitles إنهم مُدرَبون جيدًا، مسلحون جيدًا، بارعون
    Carl ve ben yumurta ve turta ile silahlanmış bir grup çocukla karşılaştık. Open Subtitles صادفنا كارل وانا مجموعة من اطفال بعمر العاشرة مسلحين بالبيض ومشحونين بالحلوى
    Ollie'nin bizim kuyuyu kullanmamıza izin vermemesinin tek sebebi kendisinin ve ekibinin baştan ayağa silahlanmış olmasıydı. Open Subtitles والسبب الوحيد الذي دفع أولي الى قطع المياه عنا هو أنه وجماعته كانوا مسلحين بشكل ممتاز
    Eminim iyi silahlanmış bir kuvvet bu işi başaracaktır. Open Subtitles و أن على يقين أن قوة مسلحة جيدا يمكنها النجاح فى المهمة
    - Adama dönmem için hızlı bir gemi ve iyi silahlanmış tayfa. Open Subtitles سفينه سريعه وطاقم مسلح جيدا ليعود الى جزيرتى
    En azından 30 adam gördüm, hepsi de dişlerine kadar silahlanmış. Open Subtitles لقد رأيت ما لا يقل عن 30 رجل مدججين بالاسلحة
    Onu kaderine, sadece İsa'nın verebileceği, sevgi ve ihtimama geri döndürecek, ruhen silahlanmış bir rehbere ihtiyacım var. Open Subtitles أحتاج شخص ما يكون مسلّح روحيا لمساعدتها في توجيها الايماني بالمحبّة والإهتمام المسيح وحده القادر على تجهيز مثل ذلك الجيش.
    Geldiğinizi biliyorlar ve sizden çok daha iyi silahlanmış durumdalar. Kapıya ulaştığınız an ölmüş olacaksınız. Open Subtitles وهم مسلّحون أفضل منكم بكثير، لذا ستموتون قبل وصولكم للبوابة.
    Oldukça iyi silahlanmış olacaklar. Open Subtitles نعتقد أنهم سيكونون مسلحون جيدا
    Tepeden tırnağa silahlanmış, tam 20 kişiyiz. Open Subtitles لدينا عشرون رجل هنا مسلحون تماماً
    Çünkü o kadar çok, iyi silahlanmış askerin var ki! Open Subtitles ولكن الناس في القصر مسلحون جيداا
    İnsaniyet Bakanlığının adamları iyi silahlanmış ve kurşun geçirmez bir kamyonet sürüyor olacaklar. Open Subtitles موظفو وزارة الموارد البشرية مسلحين جيداً ويستقلون سيارات ضد الرصاص
    Her ne kadar yarısı yalnızca orakla silahlanmış olsa da buradalar. Open Subtitles على الرغم من أن نصفهم مسلحين فقط بالمناجل، إنهم هنا
    Mikrofon ve kameralarıyla silahlanmış giden insan topluluğu. Open Subtitles مسلحين بالميكروفونات و الكميرات.
    Çok özel, çok iyi silahlanmış bir müşterimle dükkana uğrayacağımızı haber vermek için aradım. Open Subtitles بأني سأتوقف عن محل بزبائبن خاصين وحراسة مسلحة جيداً
    İsyanla mücadele birlikleri, coplar ve biber gazıyla silahlanmış durumda ancak bu geniş kapsamlı görünen isyanı bastıramıyorlar. Open Subtitles وحدات التمرد مسلحة بالهراوات وتنشر الغاز وليست قادرة على قمع ما يدعى تمرد واسع المدى
    Ekibin tamamen silahlanmış bir şekilde gitmeye hazır olmasını istiyorum. Open Subtitles أنا في حاجة إلى فرقة مسلحة بالكامل وعلى استعداد للذهاب الآن
    Bu taçla süslenmiş ve kutsanmış olan bu alın, her iki Ahit'in boynuzları ile silahlanmış olan bu alın... gerçeğin düşmanlarına, ürkütücü gözükecektir. Open Subtitles التي تتزين بها هذه الجبهة، لرأس مسلح بقرون الاعتصام بكلا العهدين، ليغدو مخيفـًا لأعداء الحقيقة
    İstihbarat, onu iyi silahlanmış, talimli ve pek de dost canlısı olmayan olarak tanımlıyor. Open Subtitles استخباراتنا تصفه بأنه مسلح جيدا، مدرب جيدا وغير ودود جدا.
    Ortak düşmanımız ölmüş olacak ve sizin de emrinizin altında baştan aşağı silahlanmış bir ordunuz olacak. Open Subtitles عدونا المشترك سيموت وستحصل على جنود مدججين بالأسلحة يأتمرون بأمرك نعم.
    Marie-Jeanne, ökse otu ve üvez ağacı külüyle silahlanmış bir av gurubuyla bunu başaramayacağını biliyordu. Open Subtitles علمت (ماري جاين) أنها لن تستطيع قيادة فريق صيد آخر مسلّح بنبات الـ"مسيلتو" وثمار الـ"روان".
    1915'ten beri zaman içinde gelişmiş, el bombaları ve alev makinaları ile silahlanmış, zayıf noktaları araştırmak ve düşman hatlarına hızla ve derinlemesine girmek için eğitilmiş, elit ve mobilize askerler vardı. Open Subtitles بتطوّرهم منذ 1915 ، كان هؤلاء هم صفوّة الجنود النقّالين مسلّحون بالقنابل وقاذفات اللهب مُدرّببن على البحث عن النقاط الضعيفة والإختراق العميق والسريع داخل خطوط العدو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more