"silahlarıyla" - Translation from Turkish to Arabic

    • بأسلحة
        
    • بأسلحته
        
    • أسلحتهم
        
    • اسلحة
        
    • وأسلحتهم
        
    • بالبنادق
        
    • بسلاحيهما
        
    Devrim niteliğindeki taktikleri ve dahiyane silahlarıyla bu ordu tüm Avrupa'yı fethetmişti. Open Subtitles جيش ثوري التكتيك بأسلحة بارعة في النهاية . وقف مستعدا لفتح أوروبا
    Siz, savaş silahlarıyla oynamaya gelen demircilere hiç bir şey yapmadınız mı? Open Subtitles غير اللعب بأسلحة الحروب؟ على الأقل افعل شيء مفيد
    İşçi karıncalar zavallı silahlarıyla koşuşturuyorlar. Open Subtitles و ما الذي يخيفني منك ؟ النمل العامل يجري هائما بأسلحته التافهة
    8 yaşındaki G.I.Joe'lar silahlarıyla ortalıkta dolaşıyorlardı. Open Subtitles جندي مقاتل بعمر الثامنة يتجوّل بأسلحته الهجومية.
    Savaşta böyle bir şey olmuştu. Herifler kendi silahlarıyla bombalanmışlardı. Open Subtitles ذلك حدث في الحرب الرجال يصابون من أسلحتهم
    silahlarıyla denizlerimizde dolaşıyor ve çöpleriyle okyanuslarımızı kirletiyorlar. Open Subtitles انهم ينقلون أسلحتهم عبر بحارنا, و يلوثون محيطتنا بمخلفاتهم
    Evet, bulduğum alaşımları potansiyel cinayer silahlarıyla karşılaştıracağım. Open Subtitles نعم، أنا ساتحقق من هذه السبائك مع اسلحة القتل
    İşe yaramazsa, Quinn'in adamları ve silahlarıyla burada yalnız kalacaksın. Open Subtitles إذا لم ينجح هذا سوف تكون هنا وحدك مع رجال كوين وأسلحتهم
    Biliyor musun, geçen yıl Duncanville'de... yoksul ç iftç iler siz polisleri silahlarıyla bizden uzak tuttular. Open Subtitles فى دونكانفيل , السنة الماضية الفلاحون الفقراء دافعوا عنا منكم بالبنادق
    Hampshire zırhlı aracını soydular korumaların yüzlerinden anlaşıldığı üzere kendi silahlarıyla öldürdüler büyük Mac'in şanı hiç bir araç şoförünü sağ bırakmamaktan geliyor iş arkadaşının başına silah dayanmış olsa bile genç MacRay hapiste 8 ay geçirdi profosyonel hokey maçından çıktıktan sonra Bay Bank bankasını sahte silahla soymaktan Open Subtitles إختطف شاحنة نقود إلى "نيوهامبشر" و أحد الحراس رأى وجهه فقتلوا الإثنين بسلاحيهما
    Bir adam ile bir kadın silahlarıyla sadece davadan davaya sürükleniyorlar. Open Subtitles مجرد رجل وامرأة بأسلحة ينجرفان من قضية لأخرى
    Kendilerini 8. yüzyıl silahlarıyla kısıtlamak istemezlerse tabii. Open Subtitles إلا أن أبدوا استعدادهم بتقييد أنفسهم بأسلحة القرن الثامن
    Aradığımız adam narsist bir sadist ve kurbanlarına fırsat silahlarıyla aniden saldırıyor. Open Subtitles نحن نعتقد بأن هذا هو ضالتنا إنه نرجسي و سادي يهاجم ضحاياه بأسلحة الفرصة
    Oğlum iki adamın silahlarıyla koşuşturduğunu söyledi. Open Subtitles إبني قال أنه رأى رجلين يركضان بأسلحة
    Terörizme karşı kendi silahlarıyla savaş verilmeli. Open Subtitles يجب أن نحارب الإرهاب بأسلحته
    Ama STASI silahlarıyla oradaydı. Open Subtitles لكن البوليس كان حضراَ بأسلحته
    Şeytanla kendi silahlarıyla savaşıyoruz. Open Subtitles نحن نحارب الشيطان بأسلحته
    Benjamin Franklin, silahlarıyla sana doğru hedefe kilitlendi. Open Subtitles المقاتله الحربيه قامت بتضييق الخناق عليك عن طريق أسلحتهم
    Ve ona beyaz adamların nasıl silahlarıyla geldiğini ve sizi ormanlık yurdunuzdan sürdüğünü anlatacağım. Open Subtitles وسوف أقول له كيف أتى رجل أبيض و, مع أسلحتهم, وأبعدوك عن منزلك في الغابة
    Ama yaşadığımız dünya böyle bir yer işte ve bazı durumlarda onların silahlarıyla savaşmamız gerekiyor. Open Subtitles لكن هذا هو العالم الذي نعيش فيه. وأحياناً فإننا نحتاج للقتال مستخدمين أسلحتهم.
    Fidye bile istemeden malum kitle silahlarıyla adayı havaya uçurmaya kalkacağını düşünüyoruz. Open Subtitles وبدون الوصول الى اي مطلوب سوف يقوم بتفجير الجزيرة بأكملها بواسطة اسلحة دمار شامل
    İspanyollar kimin patron olduğunu göstermek için silahlarıyla geldi. Open Subtitles الأسبان أتوا بالبنادق والنيران المشتعلة، ليبرهونا على سيطرتهم
    Onları kendi silahlarıyla vurdu, Baby. Open Subtitles اطلق النار عليه بسلاحيهما يا بابي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more