Konuya dönersem, düşünüyordum da Silikon Vadisi'ndeki bizler ciddi olarak ürünlere veye objelere -- özellikle teknolojik objelere konsantre olmuş durumdaydık. | TED | ولهذا فحينما أستعيد الذكريات أتذكر أننا كنا في سيليكون فالي نركز وبشدة على المنتجات والأشياء الملموسة طبعًا الأشياء الملموسة التقنية |
Silikon Vadisi'ndeki 14 büyük şirketin CEO'ları. | Open Subtitles | كبار المديرين التنفيذيين من 14 أكبر الشركات في سيليكون فالي... |
Steven buraya Silikon Vadisi'ndeki holdinginden katılıyor. | Open Subtitles | تعال إلينا يا (ستيفن). مباشرة من مُنشآته في (سيليكون فالي). |
Agile geliştirme adında en son teknoloji ürünü olan, Japonya'daki imalatçılardan Silikon Vadisi'ndeki yeni kurulan şirketlere kadar yayılmakta olan bir program üzerine yoğunlaştılar. | TED | وانطلقوا في برنامج حديث يدعى "agile development"(التطوير الرشيق) الذي كان ينتشر من المصانع في اليابان إلى الشركات الجديدة في "سيليكون فالي". |
Lee Sedol dünyadaki en iyi Go oyuncularından biri. Burada Silikon Vadisi'ndeki arkadaşlarımın deyişiyle bir 'Aman Tanrım' anı yaşıyor (Gülüşmeler) Bu, yapay zekanın beklediğimizden çok daha hızlı ilerlediğini anladığımız bir an. | TED | لي سيدول هو واحدٌ من أفضلِ لاعبي لُعبةِ "غو" على مستوى العالم وهو يمرّ بما يدعوه أصدقائي في سيليكون فالي بلحظةِ "يا للهول!" (ضحك) هيَ لحظةٌ نُدرِكُ عندها بأنّ تقنيّات الذكاء الاصطناعي تتطوّر بسرعة أكبرَ بكثيرٍ ممّا توقعنا. |