Alay, kıçındaki boku, Tabur ile Tabur ise Bölük ile siliyor ve bize düşen de kalan pisliği yalayarak temizlemek! | Open Subtitles | الفوج يمسح مؤخرته بالكتيبة و الكتيبة تمسح مؤخرتها بالسرية و نحن نتبقى نلعق القذارة المتبقية |
Dişinin teşvik edici tadını doğrulamak için, kendi ayağıyla ağzını siliyor. | Open Subtitles | ليتيقّن أن طعمها مشجّع يمسح أقدامه عبر فمه. |
Bunu her anladığımızda hafızamızı siliyor. | Open Subtitles | انه يمحو ذاكرتنا في كل مرة حاولنا فيها أمساكه |
Şu an ne yapıyor? Her şeyi siliyor. Senin dosyalarını, benimkileri, ardında bıraktığı dosyaları. | Open Subtitles | إنّه يمحي كلّ شيء، ملفاتكَ و ملفاتي، و الملفات التابعة لبرنامجه. |
Virüs, insanların dosyalarını siliyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | - .أجل، أظن ذلك - يبدو أن الفيروس يحذف .ملفّات لأناس بعينهم |
Hesapları değiştirip duruyor, avatar geçmişlerini siliyor. | Open Subtitles | تظل تغير حساباتها , تحذف تاريخ تعديلات الشخصية |
Babalar Günü. Oğlum, kapalı dudaklarımdan akan salyayı siliyor. | Open Subtitles | عيد الأب، يمسح إبني اللعاب الذي يسل من شفتي المقفلتين |
Casus yazılımlar bilgisayarının geçmişini her gün siliyor. | Open Subtitles | لمنع التجسس هناك برنامج يمسح تاريخ التصفح يوميا |
İnsanların işyerlerini kurtarabilecek paralarla kıçını siliyor. | Open Subtitles | يمسح قضيبه بمال يمكن أن ينقذ عمل أشخاصٍ ما |
Kırmızı telefon uygulaması tüm mesajları siliyor sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدتُ بأن الهاتف الأحمر يمسح كل الرسائل |
Düzenli olarak haftada bir kez Kara'ya gidiyor, güvenlik kayıtlarını siliyor. | Open Subtitles | يذهب بانتظام إلى الداخل ، مرةً كل أسبوع يمحو تصوير الكاميرات الأمنية ويقوم بتعديل الصور |
Bu benim önceki kazalarımı siliyor. | Open Subtitles | هذا يمحو ما لدي من ماضٍ سيء |
Bu gerçek birçok günahı siliyor. | Open Subtitles | ذلك العامل الواحد يمحي العديد من الخطايا. |
MacDonald izlerini mi siliyor? | Open Subtitles | هل ماكدونالد يمحي آثاره |
Dosyaları siliyor. Onu durmamıza oy kullanıyorum. | Open Subtitles | إنه يحذف الملفات أقترح أن نوقفه |
Dosyaları siliyor | Open Subtitles | هو يحذف الملفات |
Sürücüleri siliyor. | Open Subtitles | انها تمسح كل شىء |
Rachel Kmart'ta çalışırken yer siliyormuş. İyi yer siliyor. | Open Subtitles | رايتشل) كانت تمسح الأرض عندما عملت بمتجر) |
O günden beri görünmez bir silgi sürekli tahtayı siliyor gibi. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين كأن ممحاة غير مرئية تحذف ذكرياتها |
Sadece hatıralarını değil her gece yarısı sadece alakalı bilgileri değil kendini de siliyor. | Open Subtitles | -ليستْ الذّاكرة فحسب . في كلّ ليلة، إنّها تحذف... ليستْ البيانات التي ليس لها صلة فحسب، بل تحذف نفسها. |
Oswald kollu mekanizmalı tüfekle 5,6 saniyede üç el ateş ediyor... sonra üç kovanı da güzelce yan yana pencerenin önünde bırakıyor... tüfekteki parmak izlerini siliyor, silahı çatı arasının öbür ucuna saklıyor... merdivenlerden beş kat aşağı koşuyor... onu görmemiş olan Victoria Adams ve Sandra Styles'ın yanından geçiyor... ardından ikinci katta soğukkanlı ve sakin bir halde devriye Baker'ın karşısına çıkıyor. | Open Subtitles | أنه بعد إطلاق ثلاثة أعيرة نارية من بندقية بترباس في 5.6 ثانية أوزوالد يترك ثلاثة خراطيش مرتبة جنبا إلى جنب في مكان الإطلاق ويمسح البصمات عن البندقية ويخبئها على الجانب الآخر فى دور علوي |
Bana vitaminler, haplar ve Tanrı bilir daha neler veriyorlar devamlı kan alıp veriyor hemşireler devamlı kıçımı siliyor. | Open Subtitles | يغذوني ببعض الفيتامينات وأدوية والله وحده يعلم... ما يعطونني من حُقن يأخذون ويعطونني دماء هؤلاء الممرضات يقمن بتنشيطي... |