| Kâbus gören ve sinir bozukluğu yaşayan benim. | Open Subtitles | لا انا من في كابوس واعاني من انهيار عصبي |
| Radikal politika patlamaları ve sinir bozukluğu da onu takip etti. | Open Subtitles | تبع ذلك نوبات سياسية متطرفة تلاها انهيار عصبي. |
| Zavallı adam sinir bozukluğu geçirmiş olmalı. | Open Subtitles | تمثل انك رجل فقير ولديك انهيار عصبي |
| O zamandan beri neredeyse hayatımın tamamını etkileyen bir sinir bozukluğu ile boğuşuyorum. | Open Subtitles | ، ومنذ ذلك الحين أعاني من مشاكل القلق والأرق المُصاحبة لكل وأى شيء |
| O zamandan beri neredeyse hayatımın tamamını etkileyen bir sinir bozukluğu ile boğuşuyorum. | Open Subtitles | ، ومنذ ذلك الحين أعاني من مشاكل القلق والأرق المُصاحبة لكل وأى شيء |
| Ağır sinir bozukluğu. | Open Subtitles | انهيار عصبي. |