Beni gösteriden uzaklaştırdığın için sinirlenmiştim sonra kendimi lanetliler kasabasında buldum. | Open Subtitles | غضبت من إبعادي عن تغطية السباق، ثم علقنا بسببي في قرية الملعونين |
Ve kimseye zarar vermek istemedim, yemin ederim. Sadece çok sinirlenmiştim. | Open Subtitles | ولم أكُن أريد أن أجرح أيّ أحد، أقسم لك، لقد غضبت جداً فحسب. |
O kadar sinirlenmiştim ki, televizyonu vurasım gelmişti. | Open Subtitles | كنت غاضباً بشدة، أردت أن اطلق النار على التلفاز. |
Beni buraya ilk getirdiğinde çok sinirlenmiştim. | Open Subtitles | عندما اوتنى أول مرة كنت غاضباً جداً |
Çocukken bile fizik kurallarını görmezden geldiği için sinirlenmiştim. | TED | حتى كطفل، فقد كنت غاضبًا لمخالفته قوانين الفيزياء. |
sinirlenmiştim ve söylediklerimde ciddi değildim. | Open Subtitles | كنتُ غاضباً.. لَمْ أعنِ ما قلته |
sinirlenmiştim, çünkü onlar öğlen yemeğinde fıstık ezmesi ve jöle yiyorlardı, biz ise çamur ve jöle yiyorduk. | Open Subtitles | كنتُ غاضبة لأنّه كان مسموح لهم أكل زبدة الفستق وحلوى الهُلام وقت الغداء بينما تناولنا نحن الطين وحلوى الهُلام فقط |
Ve ben öylesine sinirlenmiştim ki tıpkı annem gibi davrandığını sandım. | Open Subtitles | كنت في غاية الغضب ظننت فقط أنها تحاول أن تكون مثل أمي |
O gün çok sinirlenmiştim. | Open Subtitles | لقد غضبت منك جداً ذلك اليوم |
Benimle oynamadığın için, sinirlenmiştim. | Open Subtitles | لاني لم العب معك غضبت منك |
Çok sinirlenmiştim. Biliyor musun? | Open Subtitles | لقد غضبت جدا تعرف؟ |
Yalan söyleyemeyeceğim, ilk başta sinirlenmiştim ama sakin kalmayı başardım ve duygusal hafızamın karar verme sürecine etkisini gözden geçirdim, ki bir noktada, geçen gece beni affetmeyi reddetmenin kendimi korumamdan kaynaklandığını farkettim. | Open Subtitles | لن أكذب عليك, لقد كنت غاضباً في البداية ولكنني كنت قادراً على البقاء واعياً وتحليل ذاكرتي العاطفية خلال عملية اتخاذ قراري, وحينها استوعبت |
sinirlenmiştim, tamam mı? | Open Subtitles | كنت غاضباً , مفهوم؟ |
Çok sinirlenmiştim. | Open Subtitles | لقد كنت غاضباً جداً |
Çok sinirlenmiştim, ilk başta onunla yüzleşirim diye düşünmüştüm sonra arabasını Saddle Horn Tır Garajı'na çekti ve şu kızlarla konuşmaya başladı. | Open Subtitles | ، كنت غاضباً جداً . لدرجة أنّي ظننت أنّي سأواجهه أوّلاً . فإذا بِه يتوقّف بمنطقة انتظار الشاحنات . و بدأ يتحدّث مع تلك الفتيات - . مومسات - |
Çok sinirlenmiştim. CEO orada bile değildi, cam kulesinde bir yerde, önündeki hesap tablolarına bakıyor ve fabrikayı kapatıyordu. | TED | كنت غاضبًا جدًا من أن المدير التنفيذي في مكانه البعيد، في برجٍ أو مكانٍ ما، ينظر إلى جداول البيانات ويغلق المصنع. |
Bir dakika önce bir şeye çok sinirlenmiştim şimdi ise ne olduğunu hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | أتعرفين, قبل دقيقة .. كنت غاضبًا من شيء ما والآن لا أستطيع أن أتذكر ماهو |
sinirlenmiştim ve söylediklerimde ciddi değildim. | Open Subtitles | كنتُ غاضباً.. لَمْ أعنِ ما قلته |
sinirlenmiştim. İğrenç! | Open Subtitles | و أنا كنتُ غاضبة |
Ve ben öylesine sinirlenmiştim ki tıpkı annem gibi davrandığını sandım. | Open Subtitles | كنت في غاية الغضب ظننت فقط أنها تحاول أن تكون مثل أمي |