Şimdi elimizde, devasa yaratıkların cirit attığı yerlere, okyanus dibine gerçekten de indirebileceğimiz bir sistem vardı artık. | TED | فالأن لدينا نظام نستطيع في الواقع ان نحمله الى مكان ما يشبه نوعا ما واحة في قعر المحيط ربما تحرسها مفترسات كبيرة. |
Herhangi bir şehirde iletişim için kullandığımız bir sistem vardı. | Open Subtitles | كان لدينا نظام للتواصل في أي مدينة دون استخدام وسائل الاتصال |
Yazılımda dili anlaşılır hale getirmek için yazılmış ayrı bir sistem vardı. | TED | كان هناك نظام كامل مكتوب في برنامج لتوضيح لفظ اللسان. |
Tekrar huzurlu hissettim. Çünkü bir suç meydana geldiğinde, bunu ilişkilerde bir çatlak olarak gören alternatif bir sistem vardı. İlişkide zarar görenlerin ihtiyaçları öncelikli olarak dikkate alınmalı, ve suçlamalarda bulunanlar iyileştirici adımlar atmak zorundaydılar. | TED | شعرت بالسلام مرة أخرى، لأنه كان هناك نظام بديل يقول عند ارتكاب جريمة، يكون ذلك خرق للعلاقة حيث تكون احتياج الأشخاص الذين تعرضوا للأذى يجب معالجته أولاً، بحيث أن مُرتكبي الجريمة يكون لديهم التزام بالتعويض. |