| Ve sen de sivilcesi mi yoksa çıbanı mı olduğunu bilemeyen adam olmalısın. | Open Subtitles | وأنت يجب أن تكون الرجل الذي لم يعرف هل لديه بثرة أم دمَل |
| Sırt sivilcesi. Yada popo sivilcesi. Bu sabah birkaçını hallettim. | Open Subtitles | أي بثرة خلفية سبق وأهتممت بواحده هذا الصباح |
| O beni yapımcım, Roz. Zararsızdır. Burnunda sivilcesi var. | Open Subtitles | هذه مُخرجتي"روز"، إنها غير مؤذية لديها بثرة في أنفها فحسب |
| Ünlü makyajla kapatılmış sivilcesi. | Open Subtitles | يضع أشهر أنواع مستحضرات التجميل لتغطية حب الشباب |
| Feci sivilcesi olan kadının biri bana gelmişti. | Open Subtitles | امرأة تأتي إلى مكتبي مع حب الشباب رهيبة. |
| Umalım ki, burnunda bir sivilcesi olsun. | Open Subtitles | حينا ، لنأمل أنها تحمل بثرة على أنفها |