Veya, bilgi sonuna ekleniyor, size gösterdiğim o küçük kızın resmi gibi. | TED | او من المعلومات التي تضاف لعرض الشيء مثل رسمة الفتاة التي عرضتها عليكم |
size gösterdiğim geleneksel makinenin sekizde biri fiyatına geliyor. | TED | بثمن تكلفة الآلات المعتادة التي عرضتها عليكم مسبقا. |
size gösterdiğim bütün bu bölgeler görsel algının çeşitli yönleriyle ilgili. | TED | كل هذه المناطق التي أريتكم إياها لحدّ الآن مسؤولة عن أشكال من الإبصار. |
Fakat iddia edeceğim ki makul dozlarda, açıkcası başlangıçta size gösterdiğim o oyun, bu aksiyon dolu nişan oyunlarının davranışlarımızın birçok değişik yönü üzerinde oldukça güçlü ve olumlu etkileri var. | TED | ولكني سأحاجج بأنه إذا استُخدمت استخدامًا معقولًا، في الحقيقة اللعبة التي أريتكم إياها في البداية تحديدًا ألعاب إطلاق النار المليئة بالإثارة لها تأثيرات قوية وإيجابية في جوانب عدة من سلوكنا. |
Ve bu size gösterdiğim Le Corbusier'den oldukça farklı. | TED | وهذا هو مختلف تماما من الذي أريتكم إياه من لو كوربوزييه. |
Şimdi size gösterdiğim tüm bu salgınlar, şu anda kontrol altındalar ve görünen o ki; çok çok kısa sürede sonlanacaklar. | TED | حسنا ، كل هذه الأزمات التي عرضتها لكم هي تحت نطاق السيطرة حاليا و يبدو الوضع و كأنهم سوف يتوقفون بسرعة |
size gösterdiğim altın olmadan sizinle annem aracılığıyla tanışsaydım şu an burada konuşmuyor olurduk. | Open Subtitles | مغرم مثلك بأمي بدون الذهب الذي أظهرته لك لا أظننا كنا سنتحدث هنا |
size gösterdiğim örnek tamamen detayları bulmak hakkındaydı. | TED | الآن المثال الذي عرضته عليكم كان كله حول إيجاد التفاصيل. |
Hava fotoğrafçısı olan Alex Maclean'a teşekkür etmek istiyorum, bugün size gösterdiğim bu güzel fotoğrafların çoğu onun elinden çıktı. | TED | أريد أن أتقدم بالشكر إلى المصور الجوي (أليكس ماكلين)، على هذه الصور الجميلة التي أعرضها اليوم. |
size gösterdiğim tüm bu çalışmalarda kullanılan | TED | فإذا نظرنم إلى كل تلك الدراسات التي عرضتها عليكم |
Daha önce size gösterdiğim örneklerde de gözlemlediğimiz üzere bilgisayarlar aynı çalışmayı tekrar tekrar değerlendirmekten bile yorulmaz. | TED | والحاسوب لا يتعب من إسناد درجات لنفس العمل عدة مرات، لقد رأينا ذلك في العديد من الأمثلة التي عرضتها عليكم. |
size gösterdiğim simulasyonu kuş gribi olduğunu düşünmüşsünüzdür, | TED | وتلك المحاكاة التي عرضتها عليكم التي ظننتم أنها أنفلونزا الطيور، |
Başka bir deyişle, buradaki çalışma koşullarına göre tasarlandığı için ameliyatlara imkân verip hayat kurtarabilen bir makine, aynen size gösterdiğim ilk makine gibi. Ama burada durmakla yetinmiyoruz. | TED | إذن بعبارة أخرى ما هو موجود لدينا هنا هو آلة يمكنها تمكين إجراء العمليات الجراحية وحفظ الأرواح لأنها صممت لتناسب بيئتها، تماما مثل الآله الاولى التي عرضتها عليكم. لكننا غير قانعين بالوقوف هنا. |
Bu, park yöneticilerine, daha incelikli ve az önce size gösterdiğim aşırılıklara yola açmayan taktik yönetim stratejilerini kullanmak için yeni bir fırsat veriyor. | TED | هذه البيانات تعطي مديري المحمية الطبيعية ولأول مرة الفرصة لاستخدام استراتيجيات الإدارة التكتيكية والتي تعد أكثر دقة ولا تؤدي إلى تلك النهايات التي عرضتها عليكم للتو. |
Bu ülkeler az önce size gösterdiğim stratejileri aldılar; toplumsal katılım, vaka tespiti ve temas takibi, vs., kendilerine göre uyguladılar. | TED | أخذت هذه البلدان هذه الإستراتيجيات التي أريتكم إياها, إشراك المجتمع، إكتشاف الحالات، تقصي المخالطين، الخ.، ثم انقلبوا على رؤوسهم. |
Bu görmüş olduğunuz, şu an ki en büyük uçağımız Airbus A380 ve bu baya büyük bir uçak, yani bir sürü insan tanışabiliyor, ve teknik olarak, size gösterdiğim hayalden tamamen farklı. | TED | إذاً هذه أكبر طائرة لدينا، إنها "ايرباص إي 380"، وهي ضخمة جداً، لذلك يمكن وضع الكثير من الناس داخلها وتقنيتها مختلفة تماماً عن الرؤية التي أريتكم إياها. |
Belki fark etmişsinizdir, size gösterdiğim videoda bazı şeyleri es geçtim. | TED | ربما لاحظتم أنه بقي شيء من الفيديو الذي أريتكم إياه |
Ancak biliyorsunuz, size gösterdiğim bütün robotlar küçük, bunun nedeni robotların insanların yaptığı şeyleri yapmaması. | TED | ولكن أنتم تعلمون، جميع الروبوتات التي عرضتها لكم صغيرة، وهذا لأن الروبوتات لا تفعل الأشياء التي يقوم بها الناس. |
Bir balık resmi, %20, %50 ve size gösterdiğim resimdeki gibi %70 oranında bozulmuş, noktalarla gizlenmiş. Yüzde yetmiş. | TED | السمكة متحللة بنسبة 20 في المائة، 50 في المائة ثم التي عرضتها لكم 70في المائة |
size gösterdiğim oyulan kısım. | Open Subtitles | الجرح الذي أظهرته لك |
Son bir video göstereceğim, başta size gösterdiğim kısa videoya geri döneceğim ama bu defa alternatif bir son önereceğim. | TED | سأدعكم لمشاهدة فيديو أخير، وسأعيد تشغيل الفيديو الذي عرضته سابقًا، لكني سأعرض نهاية بديلة. |
(Kahkahalar) Birisi, evime kadar geldi ve resimleri gördü ve bir galeri için öneride bulundu. Yaklaşık iki buçuk yıl önce, ilk gösterisi yapıldı ve şu an size gösterdiğim bu resimleri sergiledim. | TED | (ضحك) كان هنالك شخص ما في منزلي ورأى اللوحة واقترح أن أضعها في معرض وحظيت بمعرضي الأول قبل حوالي عامين ونصف وعرضت فيه هذه اللوحات التي أعرضها عليكم الآن |