-Trevelyan'ın, TX-75 skandalıyla hiçbir ilgim olmadığına ilişkin, beni aklayan ifadesi. | Open Subtitles | أقرار من ترافيليان يبرئنى فيه من اية اخطاء حدثت فى فضيحة تى اكس 75 تماما |
Oh, tabi. Senator Sachs skandalıyla ilgili dimi. Merak etme. | Open Subtitles | اوه اجل , فضيحة السيناتور ساش لا تقلقي لن اخبر اي احد |
Ve şimdi arkasındaki körfez skandalıyla, rakamlar yukarı çıktı. | Open Subtitles | , و بما أن فضيحة ما حدث في الخليج انتهت ارتفعت أرقامه |
Watergate skandalıyla uzay mekiğinin patlayışı arasında hiçbir şey hatırlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتذكر شيء منذ فضيحة وترغيت إلى انفجار المكوك الفضائي |
Sızdırma skandalıyla babamın ilgisini ana hatlarıyla anlatıp elimden geldiği kadarıyla olayların kapsamlı bir kronolojisini kurula sunacağım. | Open Subtitles | سوف أخرج تورط أبي في فضيحة التسريب واقدم للمجلس الوقت الزمني الشامل |
Amerika'nın ilk stajyer skandalıyla ilgili kurgusal bir hikaye. | Open Subtitles | حساب خيالية من أول فضيحة المتدرب أميركا. |
Öğrendiğimiz kadarıyla kurbanların hepsi borsa skandalıyla alakalı kişiler. | Open Subtitles | بجرائم القتل الأخيرة، الآن على حد علمنا كل الضحايا كانوا متورطين في فضيحة السمسرة ولكن هناك سؤال |
Kurban, başkanı yolsuzluk skandalıyla tehdit eden bir not bırakmış. | Open Subtitles | , كانت هناك ملاحظة من الضحية تخدد لفضح العمدة في فضيحة فساد |
Kurban, başkanı yolsuzluk skandalıyla tehdit eden bir not bırakmış. | Open Subtitles | الضحية من ملاحظة هناك كانت , فساد فضيحة في العمدة لفضح تخدد |
Edgar van Cortland birikim ve kredi skandalıyla suçlanıyor. | Open Subtitles | "إدغار كورتلاند" متهم في فضيحة المدخرات تلك |
Sana borç skandalıyla ilgili bir soru sorsun, tamam mı? | Open Subtitles | أريدهم أن يسألوك عن فضيحة القروض |
Watergate skandalıyla yıldızı parlayan Washington Post editörü Ben Bradley Roger'ın peşinden çok koştu. | Open Subtitles | التي أشتهرتَ بسبب فضيحة "ووترجيت" لاحق (روجر) بشدة |
Eğer Alicia yanında durmazsa, olası bir seks skandalıyla hayatta kalma ihtimalini. | Open Subtitles | واحتمالية نجاتك من فضيحة جنسية أخرى إذا لم تقف (اليشيا) بجانبك |