"sloane'un" - Translation from Turkish to Arabic

    • سلون
        
    • سلونى
        
    Devam edemezsin ve şu anda seni koruyamam. Sloane'un güvenini kazanamadım. Open Subtitles فى هذه اللحظه,لا أستطيع حمايتك يجب أن أعيد ثقة سلون لى
    Sloane'un dostluğunuzu garantilemek için Sydney'i rehin aldığına inanmamı mı bekliyorsunuz? Open Subtitles أنت تطلب منني الإعتقاد الذي سلون أخذ بنتك رهينة لضمان صداقتك؟
    -Kapıdan girmiş ve nöbetçiye Arvin Sloane'un karısı olduğunu söylemiş. Open Subtitles مشت خلال الباب. أخبر الحارس هي كانت زوجة آرفين سلون.
    Bu kitapta Sloane'un Jamaika'da yakaladığı şeylerden bazılarının çizimleri var. Open Subtitles بهذا الكتاب رسوم إيضاحية لبعض مما أمسك به سلون بچامايكا
    Baban anladı. Sloane'un tuzak kurduğu gerçeğini o fark etti. Open Subtitles لقد كان والدك.لقد اكتشف الحقيقة, أن سلونى كان يقوم باختبارنا.
    Giriş kodu için Sloane'un sesi ve parmak izi gerekiyor. Open Subtitles الدخول يحتاج الى بصمة صوت سلون,وهويته,وبصمات أصابعه
    Sen belli bir mesafeye girdiğinde bununla Sloane'un bilgisayarına bağlanacağım. Open Subtitles هذا هو جهاز لا سلكى,سيدخلنى فى جاز سلون لأحضر منه المعلومات
    Noah'ı götürdüğümüzü öğrenince Sloane'un yüzünü görmek için hiç heves etmiyorum. Open Subtitles لست متلهف لرؤية وجه سلون عندما يعرف أننا سحبنا نواه
    Baban Sloane'un evde çok vakit geçirdiğini bildirmişti. Open Subtitles أبوكى يقول أن سلون قضى معظم وقته فى المنزل
    Sloane'un evinde, o içerdeyken, desteğim olmadan böyle bir şeye kalkışmam size de biraz riskli gelmiyor mu? Open Subtitles الا تبدوا هذه مخاطره ؟ اجراء عمليه فى منزل سلون وهو هناك وبدون دعم ؟
    Sloane'un Asya'daki durumu önemsemediğini biliyoruz. Open Subtitles كلانا نعرف سلون لا يهتمّ به إبقاء الإستقرار في آسيا
    Arvin Sloane, daha evlenmeden önce annemle babamın dostuymuş. Beni işe almak Sloane'un fikriydi. Open Subtitles سلون كان يعرف والدي وامى قبل أن يتزوجوا بسنين,وهو الذى أحضرنى
    Benim sayemde Sloane'un yeri sağlamlaştı. Open Subtitles وشكرا ليّ، مقام سلون ما سبق أن كان أعلى.
    Bunlar Badenweiler'daki, Sloane'un kasasından 47. sayfayı çalmak ya da Khasinau'nun o ampulü ele geçirmesini engellemek gibi küçük işleri içermiyor bile. Open Subtitles وهذا لا يعادل أخذ حساب بادين ويلر أوسرقة الصفحه 47 من سلون أو الطريقه التى بعدتى بها كازانو عن القاروره
    Evet, kemoterapi görüyor. Sloane'un odasındaki mikrofondan duyduk. Open Subtitles مريضه من الكيماويات,عرفنا هذا من ملف سلون
    Sloane'un bu olayı öğrenmesi imkansız. Open Subtitles لا يمكن أن يجد سلون شيئ عن هذه العمليه أبدا
    Sloane'un veri bankasındaki Ram'den birkaç şey kurtardım. Open Subtitles أنا كنت قادر على التعافي بضعة أجزاء من دافع الكبش على قاعدة بيانات سلون.
    Tesise fark edilmeden girip Sloane'un tuttuğu uçağın uçuş kayıtlarına ulaşırsak en son gittiği yeri öğreniriz. Open Subtitles إذا نحن يمكن أن نصبح إلى الوسيلة ووصول صندوق تسجيل المعلومات على سلون المستوي أجّر،
    AMCORP çalışanları İsviçre bankalar kanununun arkasına saklanarak Sloane'un ne çaldığını söylemiyor. Open Subtitles مسؤولون مع أمكورب يختفون وراء الأعمال المصرفية السويسرية ياوس لتجنّب إخبارنا الذي شال سلون.
    Sloane'un mesajı SD-6'nın Sunucu 5'inden gönderilmiş. Sadece senin görmeni istedi. Open Subtitles بيان سلونى ارسل بالخارج على على الخادم خمسة,لمعلوماتك.
    Onu kurtarırsan, Sloane'un mesajını gördüğünü ve Sydney'i ortaya çıkarırsın. Open Subtitles اذا سحبتها للخارج,فان ذلك يثبت اعتراض بيان سلونى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more